Connect with us

Blog

Opel 50 yıldır Güven Tazeliyor!

Otomotiv sektörünün sevilen markalarından Opel, cesur ve yalın tasarımlarının yanında üst düzey güvenlik konusundaki kararlılığı ile de biliniyor. Opel, OSV 40 Güvenlik Aracı ile de bu geleneğini ortaya koyuyor. İsmini 40 millik çarpışma testlerinden alan ve Kadett C modelini temel alarak tasarlanan bir güvenlik aracı olan OSV 40, saatte 65 kilometre sürate (40 mil/saat) kadar çarpışma testlerinde üstün performans göstermişti. Teste tabi tutulan araçların ağırlığının 1.000 kilogramın altında kalması koşulundan yola çıkan Opel mühendisleri, ek güvenlik ekipmanlarına rağmen OSV 40’ı 960 kilogram gibi düşük bir ağırlıkta tutmayı başarmışlardı. Böylece Opel, o yıllarda bile kompakt araçlarda da yüksek güvenliğin mümkün olduğunu göstermişti.

 

Opel’in Corsa ve Astra’dan yeni Grandland’e kadar uzanan geniş yelpazedeki modelleri, elektrikli versiyonlara ve günlük kullanım için gelişmiş özelliklere sahip. Opel’in hem binek hem de hafif ticari araçları son teknolojiyle donatılmış çok sayıda aktif ve pasif güvenlik sistemiyle her koşulda konforlu bir yolculuk sunacak şekilde tasarlanıyor. Opel’de güvenlik, her araç sınıfında bir gelenek olmayı sürdürüyor. Alman marka, Avrupa’daki en son düzenlemelerin yanı sıra 50 yıl öncesinde de olduğu gibi, her daim zamanın ve yasal gerekliliklerin önünde olmaya  devam ediyor. Opel, emniyet kemerlerinin zorunlu hale gelmesinden üç yıl önce, yani 1973’ten bu yana tüm modellerini standart olarak emniyet kemerleriyle donatmayı sürdürüyor. Opel, 1974 yılında Kadett C modelinden yola çıkarak geliştirdiği OSV 40 ile güvenlikte vizyoner bir yaklaşım sergilemişti. Araç, 65 km/s hızla yapılan önden çarpışma testlerinde başarılı olmuş ve gelecekteki güvenlik teknolojileri için önemli bir yol haritası belirlemişti. Bu deneysel araç, o yıllarda bile kompakt sınıfta optimum güvenliğin sağlanabileceğini kanıtlamasıyla öne çıkmıştı.

 

Sadece 960 kilogram ağırlığında

 

Rüsselsheim merkezli Opel, günümüzden 50 yıl önce İngiltere’nin Londra şehrinde düzenlenen Uluslararası Gelişmiş Araç Güvenliği Teknik Konferansı’nda güvenli bir kompakt otomobil fikrini ortaya attı. Mühendisler ise bir yıl önce tanıtılan Kadett C modelini temel alarak güvenlik konusundaki vizyonlarını daha da geliştirdiler. Böylece Opel Güvenlik Aracı anlamına gelen OSV (Opel Safety Vehicle) ve saatte 40 mil (yaklaşık 65 km/saat) önden çarpma hızını temsil eden OSV 40 ortaya çıktı. Belirlenen hız koşullarında ek güvenlik ekipmanlarına rağmen teste tabi tutulan aracın ağırlığının 1.000 kilogramın altında kalması gerekiyordu. Opel mühendisleri, nihai ağırlığı 960 kilogram olan deneysel araçla, o zaman bile optimum pasif güvenliğin yalnızca büyük ve ağır araçlarda değil, aynı zamanda kompakt araçlarda da ulaşılabilir olduğunu gösterdi.

 

OSV 40, sonraki çarpışma testleri sırasında tüm hedeflere ulaştı: Dört kapının tamamı, saatte 65 km hızla sert bir engele önden çarpmasına rağmen herhangi bir alet yardımı olmaksızın açılabildi. Otomobilin ön kısmı çarpma enerjisini o kadar başarılı bir şekilde sönümledi ki 50 cm kadar sıkıştı. OSV 40, 50 km/s hızla bir sütunla önden çarpışma, arkadan çarpma, bir direkle yandan çarpışma ve 48 km/s hızla devrilme testi sırasında da aynı derecede etkileyici oldu.

 

Poliüretan köpüklü tamponlarla darbelere karşı tam koruma

 

Mühendisler, bu örnek teşkil eden sonuçlara ulaşmak adına çeşitli fikirler geliştirdiler. Kadett C, şok emici güvenlik direksiyonu, ön ve arkadaki çökme bölgeleri ve yolcu bölmesindeki güvenlik hücresi gibi özelliklerle bunun için ideal bir temel oluşturdu.

 

Modern sac metal tamponlarla karşılaştırıldığında, OSV 40’ın hacimli tamponları özellikle dikkat çekiciydi. OSV 40 tamponları, güvenliği artırmak için emici özellik sağlayan poliüretan köpükle dolduruldu. Aracın ön tarafında, saatte 8 km’nin üzerindeki çarpma hızlarında kontrollü bir şekilde kırılan, köpük dolgulu ek unsurlar kullanıldı. Köpük yapı, bu hızın altındaki önden darbelerin yalnızca küçük bir deformasyonla sonuçlanmasını sağlayacak seviyede enerjiyi sönümledi; böylece “kendi kendini onaran” tamponun öncüsü tasarlanmış oldu. Mühendisler ayrıca, yandan darbelere karşı daha fazla güvenlik alanları oluşturmak adına eşik ve kapı boşluklarını poliüretan köpükle doldurdu. Diğer taraftan güçlendirilmiş tavan kirişleri ve tavana monte edilmiş ön koltuk sırtlıkları yolcu bölümünün dengesini artırdı (koltuklar hala ayarlanabilir durumdaydı). Ayrıca, gövde sertliğini artırma hedefi de göz önünde bulundurularak lamine camdan yapılmış ön cam, doğrudan gövdeye yapıştırıldı.

 

Güvenlikte yeni bir vizyonu temsil ediyor

 

Opel’in mühendislerinin geliştirdiği OSV 40 Güvenlik Aracı’nın içinde, bir kaza durumunda yolcuların temas edebileceği tüm yüzeyler iki santimetrelik bir poliüretan köpük tabakasıyla yastık oluşturacak şeklinde desteklendi. Direksiyon ise alt direksiyon kolonunda konumlandırılan ek bir katlanabilir unsurla donatıldı.

 

OSV 40’ın kokpitinde de güvenlik ilk sırada yer aldı. Hella tarafından üretilen merkezi uyarı sistemi 11 fonksiyonu kontrol ediyor ve lambalarının yanmasıyla ilgili uyarla olası hataları gösteriyordu. Bununla birlikte arka camın arkasındaki dört ek ışık, acil frenleme sinyali veriyor ve aynı zamanda dörtlü flaşör olarak işlev görüyordu. Bu ışıklar, aracın arkasında seyreden, yoldaki diğer sürücüler tarafından kolayca görülebiliyordu. Ayrıca karşıdan gelen araçlardaki sürücülerin göz kamaşmasını önlemek adına geliştirilen far uzaklığı ayarlı yenilikçi farlar, bu modelde kullanıldı. Bu sistem, Opel’in günümüzdeki uyarlanabilir Intelli-Lux LED® aydınlatma teknolojisinin öncüsü oldu. Diğer taraftan, ikiye bölünmüş dikiz aynası, kör noktayı en aza indiren alt kısmı sayesinde mükemmel bir görüş sağladı.

 

Arka bölmeye kesintisiz bir bölüm oluşturmak için ön koltuklar genişletildi. Özellikle omuz bölgesindeki yan destekler, yandan çarpma durumunda sürücü ve yolcunun birbirleriyle çarpışmasını önledi. Ön koltukların minimalist başlıkları ise sürücünün arka görüşünü sağlamasına iyi bir şekilde yardımcı oldu. Buna ek olarak arkadaki yolcular için panjur tipi koltuk başlığı sistemi geliştirildi. Böylece sürücünün arka görüş mesafesi engellenmemiş oldu. Opel’in Güvenlik Aracı olan OSV 40’ın dört koltuğunun tamamında üç noktalı emniyet kemeri bulunuyordu. Hatta ön koltuklarda otomatik emniyet kemeri gerdirme sistemi dahi mevcuttu.

 

Modern araç güvenliğinin öncüsü

OSV 40’ın etkisi son derece büyüktü; aracın geliştirilmesinden ve test edilmesinden elde edilen bulgular kısa sürede doğrudan yeni modellerin üretimine dahil edildi. Aynı zamanda, deneysel araç insanların yavaşça değişen bilincine katkıda bulundu. O zamana kadar, araç güvenliği ve kaza önleme gibi konular insanların aklına pek gelmiyordu ancak bugün otomobil kullanıcıları, satın alacakları modeli seçerken pasif ve aktif güvenlik sistemlerini giderek daha fazla dikkate alıyor. OSV 40, 1970’lerin ortalarından itibaren, özellikle kompakt sınıfta, modern araç güvenliğinin öncüsü haline geldi.

 

Opel, yeni nesil Astra modeli ile ileri teknoloji ürünü olan yardımcı sistemlere verdiği önemin de altını çiziyor. Kompakt sınıfın en çok satan modellerinin kapsamlı standart donanımları ise günümüzde şunları içeriyor:

 

  • Kamera Bazlı Aktif Acil Frenleme Sistemi
  • Şerit Koruma Özellikli Aktif Şerit Takip Sistemi
  • Trafik İşareti Tespit Sistemi
  • Sürücü Yorgunluk Tespit Sistemi
  • Hız Adaptasyon Sistemi ve Hız Sabitleyici
  • Ön ve Arka Park Sensörleri
  • Donanım seviyesine bağlı olarak Gelişmiş Trafik İşareti Tespit Sistemi, dur-kalk fonksiyonlu Adaptif Hız Sabitleyici, Radar Bazlı Gelişmiş Aktif Acil Frenleme Sistemive IntelliVision 360o Çevre Görüş Kamerası.

 

Buna ek olarak, Intelli-Drive sürüş destek sistemleri başlığı altında, yukarıda bahsedilen birçok yardımcının yanı sıra Arka Çapraz Trafik Uyarısı, Gelişmiş Kör Nokta Uyarı Sistemi ve Şerit Ortalama Özellikli Aktif Şerit Takip Sistemilerini de içeriyor. Karakteristik Opel Vizör marka yüzü, toplam 168 bağımsız LED hücreye ve 10 farklı aydınlatma moduna sahip adaptif Intelli-Lux LED® Pixel farları da içeriyor. Sürücünün gözlerini ve dikkatini yolda tutması için birçok bilgi, Intelli-HUD Sanal Gösterge Paneli ile rahatlıkla görüntülenebiliyor.

Tıkla Yorum Yap

Leave a Reply

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Blog

Hyundai, IONIQ Ormanı Projesi ile 1 Milyon Ağaç Dikti

Hyundai Motor Grubu, IONIQ Ormanı girişiminin 10. yıl dönümünü ve dünya genelinde dikilen 1 milyon ağaç kilometre taşını kutluyor. Bu önemli gelişmeleri taçlandırmak için ağaçlara bir “ses” vererek orman koruma ve iklim eylemi çağrısı yapan Hyundai, yapay zekâ destekli marka kampanyası Ağaç Muhabileri’ni (Tree Correspondents) de tanıttı.

Hyundai IONIQ lansmanını kutlamak amacıyla 2016 yılında başlatılan IONIQ Ormanı, gelecek nesiller için daha iyi bir dünya yaratmayı amaçlayan ağaç dikme projesi ve 2021’de IONIQ 5’in tanıtımıyla birlikte küresel ölçekte genişlemeye başlayan proje, bu ay itibarıyla 13 ülkede toplam 1 milyon ağaç dikimiyle önemli bir başarıya ulaştı. Ağaç Muhabirleri kampanyası, çevresel verilerden elde edilen bilgileri özel olarak geliştirilen büyük dil modeli (LLM) aracılığıyla anlatıya dönüştüren ve ağaçların “birinci ağızdan” hikâyelerini aktaran bir yapay zekâ kampanyası. Hyundai’nin bu alandaki çabalarının 1 milyon eşiğini aşarak kararlılıkla süreceğini ortaya koyuyor.

IONIQ Ormanı bugün ABD, Meksika, Kanada, Brezilya, Vietnam, Hindistan, Kore, Almanya, Suudi Arabistan, Çekya, Türkiye, Filipinler ve Çin olmak üzere toplam 13 ülkede sürdürülüyor. Küresel ağaçlandırma çalışmalarına katkı sunmanın yanı sıra, iklim değişikliğiyle mücadele, ekosistemlerin onarımı ve biyolojik çeşitliliğin korunmasına da destek sağlıyor.

Kampanya kapsamında Brezilya, Çekya ve Kore’deki IONIQ Ormanı ağaçlarına yerleştirilen izleyiciler aracılığıyla ağaçların ve çevrelerinin anlık ekolojik verileri toplandı. Bu veriler, The Weather Company gibi uzman kuruluşların dış kaynak verileriyle birlikte analiz edilerek büyük dil modeli sayesinde doğal dile çevrildi. Böylece çevresel ölçümler, ağaçların “ağzından” anlatılan etkileyici hikâyelere dönüştürüldü. Ağaç Muhabirleri tarafından “yazılan” bu makaleler, iklim değişikliği, orman kaybı ve ekosistemlerin bozulması gibi kritik konulara ışık tutuyor.

IONIQ Ormanı projesine dair daha fazla bilgi edinmek için Ağaç Muhabirleri’nin makalelerini TreeCorrespondents.com adresinden okuyabilirsiniz. Kampanyanın perde arkasını gösteren resmi film, Hyundai Motor Türkiye Youtube kanalından izlenebilir.

 

21 Mart Uluslararası Orman Günü’nde ön tanıtımı yapılan Ağaç Muhabirleri kampanyası, yakın zamanda düzenlenen 2025 Cannes Lions Uluslararası Yaratıcılık Festivali’nde Dijital El Sanatları kategorisinde iki Altın Aslan ve bir Gümüş Aslan kazanarak küresel çapta takdir topladı.

Continue Reading

Blog

Genesis Magma Racing’den GMR – 001 Hypercar: İlk Ateşleme Gerçekleşti

Hyundai’nin lüks markası Genesis’in yarış departmanı Genesis Magma Racing, GMR-001 Hypercar projesinde önemli bir eşiği daha geçti. Takımın 2026 FIA Dünya Dayanıklılık Şampiyonası’na (WEC) girişini temsil edecek bu özel aracın ilk testleri, geçtiğimiz haftalarda Le Castellet’de başarıyla tamamlandı. Bu özel test, yalnızca projenin genel süreci için değil, aynı zamanda aracın üretimi açısından da büyük önem taşıyor.

GMR-001: Yeni Bir Dönemin Başlangıcı

Le Mans 24 Saat yarışının hemen ardından başlanan GMR-001’in üretimi, Genesis Magma Racing’in yarış üssüne ve Paul Ricard Pisti’ne yakın konumdaki Oreca tesislerinde başladı. İlk montaj çalışmaları, Oreca’nın deneyimli teknisyenleri tarafından yürütüldü ve Genesis Magma Racing mühendisleri de sürecin kilit aşamalarına doğrudan katıldı. Bu aşamalardan biri de V8 çift turbo motorun montajı ve ilk testlerinin yapılmasıydı.

Takım Direktörü Cyril Abiteboul konuyla ilgili şu açıklamada bulundu:

“Bu tür projelerde takviminizde kırmızı kalemle işaretlediğiniz özel tarihler olur. İşte bu da onlardan biriydi. İlk kez marşa basılması, GMR-001’in hayata geçtiği andı. Genesis Magma Racing için büyük bir adım” dedi.

Motor geliştirme çalışmaları, Hyundai Motor Grubu bünyesinde faaliyet gösteren Hyundai Motorsport’un Güç Aktarma Organları Departmanı tarafından Haziran 2024’te başlatılmıştı. Temeli, markanın FIA Dünya Ralli Şampiyonası’nda şampiyonluk kazanan motor teknolojisine dayanıyor. İlk prototip, Şubat ayında başarıyla çalıştırıldı. O tarihten bu yana mühendisler, motor ve şanzıman kombinasyonunu farklı dinamometre testlerinde simülasyon verileriyle karşılaştırarak performans ve verimlilik testlerine tabi tuttu. Şimdi motorun şasiye başarıyla entegre edilmesi, test ve geliştirme çalışmalarının bir sonraki aşamasının önünü açıyor. İlk pist testleri ise Ağustos ayı sonunda gerçekleştirilecek.

Aracın Üretimi, Farklı Departmanlar ve Ortakların Uzmanlıklarını Bir Araya Getiriyor

Genesis Magma Racing ile şasi ortağı Oreca arasındaki yakın iş birliği, aracın üretim ve ilk çalıştırma süreci boyunca oldukça kritik rol oynadı. Her iki ekip, GMR-001’in yoğun geliştirme takvimine uygun şekilde birlikte çalışarak belirlenen hedeflere başarıyla ulaştı. Araç üzerindeki son montaj işlemleri devam ederken, Oreca ve Genesis Magma Racing ekipleri ilk aracın testlere hazır hale getirilmesine odaklanıyor. Ardından diğer şasilerin üretimine geçilerek GMR-001’in homologasyon süreci öncesinde geliştirme çalışmaları hızlandırılacak.

Teknik detayları önümüzdeki aylarda açıklanacak olan otomobil, Hyundai Motorsport’un gelişmesine ve diğer dallardaki yarış otomobillerine de ilham kaynağı olacak.

Continue Reading

Blog

Škoda’nın Elektrikli Modelleri Türkiye Yollarına Çıkıyor

Škoda, e-mobilite alanındaki iddiasını genişleyen model yelpazesi ve avantajlı fiyat politikasıyla güçlendiriyor. Markanın yeni nesil elektrikli ve plug-in hibrit modelleri, Türkiye’deki müşterilerle buluşmaya hazırlanıyor.

Avrupa’da en çok tercih edilen tam elektrikli otomobiller arasında yer alan Enyaq ailesi, lansmana özel 2.599.900 TL’den başlayan fiyatlarla showroomlarda yerini alırken, kompakt boyutları, çevreci teknolojisi, zengin donanımları ve rekabetçi menzili ile şehir içi ve şehir dışı kullanıma elektrikli bir SUV alternatifi olarak öne çıkan Elroq lansmana özel 1.849.900 TL fiyatı ile satışa sunuluyor. Plug-in hibrit teknolojisine sahip Škoda’nın en çok tercih edilen modelleri arasında yer alan Superb’in, elektrikli olarak 151 kilometrenin üzerinde şehir içi seyahat imkânı sunan plug in hibrit modeli ise lansmana özel 2.999.900 TL’den başlayan fiyat ile Yüce Auto-Škoda yetkili satıcılarında yer alıyor.

yuce-auto-skoda-genel-muduru-zafer-basar-2.jpg

“Türkiye pazarına özel fiyatlar”

Škoda olarak, elektrikli ve hibrit araçlara geçiş sürecinde müşterilerine en iyi deneyimi sunmayı hedeflediklerini belirten Yüce Auto Škoda Genel Müdürü Zafer Başar, “Yeni Elroq, Enyaq, Enyaq Coupé ve Superb Plug-in Hibrit modellerimizle Türkiye’nin elektrikli otomobil dönüşümüne öncülük ediyoruz. Özellikle Elroq modelimizde, Türkiye pazarına özel avantajlı fiyatlandırma politikamızla müşterilerimizin yanında olmaya devam edeceğiz. Elroq 60 modelimizin Türkiye fiyatı, üreticiden alınan özel destek sayesinde 50 kWh’lık versiyonun fiyatına denk geliyor. Bu avantajlı fiyat politikasıyla Yüce Auto-Škoda olarak elektrikli araç sahipliğini daha erişilebilir kılmayı amaçlıyoruz. Tam elektrikli araçlarımızın da ürün gamımıza katılması ile müşterilerimize marka tarihimizin en geniş ürün gamını sunuyoruz” şeklinde değerlendirdi.

Elektrikli araçlara geçiş sürecinde en çok karşılaşılan kaygılardan birinin menzil ve şarj süresi endişesi olduğunu sözlerine ekleyen Başar, “Bu endişeyi en aza indirmek için, bayilerimizi 360 kW’lık hızlı ve verimli olan DC şarj üniteleriyle donattık. Üstelik bu hizmeti yalnızca Škoda kullanıcılarına değil, tüm marka ve model elektrikli araç kullanıcılarına sunuyoruz.” dedi

elroq-2.jpg

İki etkileyici gövde tipi: Enyaq ve Enyaq Coupé

Škoda, yenilenen Enyaq ailesi ile elektrikli araç pazarındaki çıtasını daha da yükseltiyor. Yeni Enyaq ailesi, daha önce olduğu gibi SUV ve Coupé olmak üzere iki farklı gövde tipinden oluşuyor. İki farklı batarya boyutu ile sunulan yeni Enyaq ve Enyaq Coupé, 150 kW’den (204 PS) 210 kW’ye (285 PS) kadar güç üreten motor seçenekleriyle tercih edilebiliyor.

Enyaq ailesi 60 ve 85x modellerinden ürün gamıyla tüm müşteri beklentilerini karşılıyor. 63 kWh batarya kapasiteli Enyaq 60 ve Enyaq Coupé 60, arka aksta bulunan 150 kW (204 PS) elektrik motoruyla 310 Nm tork değerine sahip. 0-100 km/s hızlanmasını 8,1 saniyede gerçekleştiren bu versiyonlar maksimum 160 km/s hız ile sınırlandırıldı. Şehir içi 538 kilometreden fazla menzil sunulan Enyaq 60 ve Enyaq Coupé 60 modelleri aynı zamanda 165 kW DC Şarj kapasitesi ile yüzde 10’dan yüzde 80 batarya doluluğuna yalnızca 24 dakikada ulaşabiliyor. 82 kWh ile daha büyük bir bataryayı gövdesinde bulunduran Enyaq Coupé 85x, arka bölümde konumlanan elektrikli motora ek olarak ön aksta da elektrik üniteyle kombine ederek dört tekerlekten çekiş imkânı sunuyor. 210 kW (285 PS) güç ve 545 Nm tork üreten elektrikli bir motorla performans ile verimliliği bir arada sunuyor. Enyaq Coupé 85x modeli 0-100 km/s hızlanmasını yalnızca 6.7 saniyede gerçekleştiriyor. Şehir içi 663 kilometreden fazla menzili ile uzun yolculuklar için ideal bir seçenek olan yeni Enyaq Coupé 85x’in 82 kWh bataryası, 175 kW maksimum şarj gücü sayesinde DC hızlı şarj istasyonlarında batarya seviyesini %10’dan %80’e sadece 28 dakikada doldurulabiliyor.

superb-plug-in-hibrit-1.jpg

Kompakt boyut, zengin donanım: Elroq

Škoda Elroq 63 kWh kapasiteye sahip tek batarya seçeneği ile satışa sunuluyor. Elroq, 60 versiyonuyla 543 km’den fazla menzili kullanıcısına sukarken, 150 kW/204 PS güç çıkışıyla verimlilik ve performansı bir araya getiriyor.
Elroq 60, hızlı şarj teknolojisiyle de elektrikli araç pazarında bir adım öne çıkıyor. 165 kW’ya kadar DC hızlı şarj desteği sayesinde, aracın 63 kWh kapasiteli bataryası sadece 24 dakika içerisinde yüzde 10’dan yüzde 80 kapasiteye kadar şarj olabiliyor. Elroq 60 modeli, AC şarj istasyonlarında 11 kW’ya kadar şarj hızlarını destekliyor ve yalnızca 6 saat 30 dakikada %0’dan %100’e şarj edilebiliyor. Bu hızlı şarj özelliği, Elroq’u günlük kullanımda da son derece pratik bir seçenek haline getiriyor.

superb-plug-in-hibrit-2.jpg

Superb’de plug-in hibrit motor seçeneği

Superb’de plug-in hibrit seçeneği, performansa katkı sağlarken aynı zamanda yakıt tüketiminde de fark yaratıyor. 25,7 kWh batarya kapasiteli ve 1.5 lt TSI motorlu Škoda Superb PHEV e-Sportline, 204 beygir güç ile 350 Nm tork değeriyle dikkat çekiyor. Otomobil 0-100 km/s hızlanmasını ise 8,1 saniyede tamamlıyor. Elektrik motorunun desteğiyle birlikte Superb PHEV e-Sportline, şehir içi 151 km ve kombine 128 km yalnızca elektrik motoru ile sürüşe imkân tanırken 100 km’de sadece 0,4 lt’lik yakıt tüketimi değeriyle öne çıkıyor.

Superb’in tüm seçeneklerinde olduğu gibi plug-in hibrit modeli de DSG otomatik şanzımanla (yalnızca PHEV için 6 ileri DSG) eşleştirilerek her sürüş koşulunda yüksek konfor, performans ve verimliliği kullanıcısına sunuyor. Škoda Superb PHEV Türkiye’de ilk etapta sadece e-Sportline donanım paketiyle satın alınabiliyor.

Skoda’dan elektrikli modelleri için özel avantajlar

Škoda elektrikli modellerinin Türkiye satışına güçlü bir başlangıç yaparken, sunduğu ayrıcalıklı hizmet paketiyle de fark yaratıyor. Teslimatla birlikte müşterilerine, Türkiye genelindeki D-Charge istasyonlarında geçerli 15.000 TL değerinde ücretsiz hızlı şarj hakkı sunuluyor.

OTOPODYUM

Continue Reading

En Çok Okunanlar

Copyright © 2019 SUV4CROSS markası tescilli bir markadır.