Connect with us

Otomotiv Sektörü

Opel Astra G, 25 yıl önce yollara çıktı!

Opel’in kompakt sınıftaki köklü modeli Astra, 1998 yılı ilkbaharında ikinci nesli olan Astra G adıyla yollara çıktığında, DSA şasi, ESP, H7 farlar ve tamamen galvaniz gövdesiyle önce güvenlik ve kalite vurgusunu yaparak segmentinin yıldızlarından olmuştu. Astra OPC, Astra V8 Coupé ve Astra OPC X-treme versiyonlarıyla 2000’li yıllara güçlü bir şekilde giriş yapan Astra, günümüzde yeni nesil, şarj edilebilir hibrit ve batarya elektrikli versiyonlarıyla öncü karakterini müşterilerine sunmaya devam ediyor.

 

Opel, 1991 yılında Astra F’yi Opel Kadett’in varisi olarak tanıttı. Bu, şirketin kompakt sınıftaki başarı hikayesinde yeni bir dönemin de başlangıcı oldu. 1998 yılında lanse edilen takipçisi, öncüsünün başarısını sürdürmek için en iyi koşullara sahipti. Opel Astra G  birçok yenilikle yollara çıktı. Örneğin tamamen galvanizli gövdeye sahip ilk Opel modeli olması onu özel bir yere konumlandırdı. Ayrıca şeffaf H7 farların yüzde 30 daha yüksek aydınlatma performansı dışında, yeni geliştirilen DSA (Dynamic Safety Action) şasi ile aktif sürüş güvenliği desteklendi. Bunun dışında müşteriler farklı gövde tipleri arasından seçim yapabiliyordu. Astra G yıllar içinde performans otomobili potansiyeli de gösterdi. Örneğin Astra OPC çok sevilirken, Astra V8 Coupé ise Alman Touring Car Masters dışında 24 saat Nürburgring gibi yarışlarda da mücadele etti.

 

Astra G, pek çok açıdan yeni nesil Astra ile pek çok benzerliğe sahip. Öncelikle Opel, yeni nesil Astra ile, başarı hikayesinde tamamen yeni bir sayfa açtı. Güncel Astra, karakteristik Opel Vizör marka yüzü ve tamamen dijital, sezgisel olarak çalışan Pure Panel Kokpit dahil, cesur ve yalın tasarımıyla öne çıkıyor. 2022 Altın Direksiyon Ödüllü Astra, ilk kez elektrikli olarak da yollara çıkıyor. Güçlü şarj edilebilir hibrit versiyona batarya elektrikli Opel Astra Electric de katılıyor. Sınıfının en iyi sıfır emisyon menzili ile Opel Astra GSe (WLTP normuna göre: 1,2-1,1 lt/100 km yakıt tüketimi, 26-25 g/km CO2 emisyonu; her biri karma), dinamik sürüş keyfini sorumluluk duygusuyla müthiş bir şekilde birleştiriyor.

 

Rüsselsheim’dan Hollywood’a: Geliştirmeden tanıtıma!

 

Opel Astra G’nin 1990’ların sonunda yerine getirdiği sorumluluklar göz önüne alındığında, otomobilin geliştirme sürecinin de çığır açıcı olması şaşırtıcı değildi. Öncüsünün başarısını tekrarlamak, Opel için çok önemliydi. Bu nedenle geliştirme ekibi, ikinci Astra neslini planlarken tamamen yeni bir yaklaşımla hareket etti. Önemli gişe hasılatı elde eden “Jurassic Park” filmi tasarımcılara yol gösterici oldu. Aslında Astra G’nin dinozorlarla pek de ilgisi yoktu. Ancak ekip, ALIAS adında ve aslında Hollywood yapımı gibi gişe rekorları kıran bilgisayar animasyonlu filmler için geliştirilen bilgisayar destekli bir tasarım programı kullandı. Tasarımcılar, yazılım sayesinde yeni modeli sanal, üç boyutlu bir bilgisayar dünyasında ortaya çıkarabildiler.

 

Astra G, 1998 baharında 3 ve 5 kapılı hatchback ve bir de station wagon gövde tipleriyle pazara sunuldu. Devamında 4 kapılı sedan, 2 kapılı coupe, ticari Astravan ve arka koltukları da olan cabrio gövde tipleri, ürün gamına dahil oldu. Astra G, karakteristik trapez ızgara ve önde konumlandırılan ön camıyla dinamik kama formlu tasarım ile uzatılmış tavan çizgisinin yanı sıra, yüksek kemer çizgisi ve 3 kapılı versiyonda coupe benzeri siluet sayesinde özgün bir tasarımdı. Ayrıca 0,29 ile sınıfının en iyi aerodinamik sürtünme katsayısına da sahipti.

 

Muhteşem genel paket: DSA şasi, tamamen galvaniz gövde ve geniş yaşama alanı

 

Konfor ve güvenlik, Astra G’nin geliştirilme aşamasında en yüksek önceliğe sahipti. Astra G, dinamik şasi ve güç-aktarma teknolojisinin yanı sıra yüksek dayanımlı çeliklerin kullanılmasıyla neredeyse iki katına çıkan burulma ve bükülme sağlamlığı ile dikkat çekti. Akıllı hafif yapı çözümleri, güçlü ve verimli motorların bir araya gelmesiyle üstün sürüş keyfi elde edildi.

 

Yeni geliştirilen DSA şasi, dinamik sürüş özelliklerine katkı sağlarken, farklı yol yüzeylerinde fren gibi kritik durumlarda maksimum sürüş stabilitesi de sunuyordu. Alman üretici, yenilikçi çözümleri, “Opel DSA şasisi sayesinde daha iyi yol tutuşa sahip ön tekerlekler, kontrollü bir toe-in etkisi oluşturarak karşı yönlendirme etkisiyle yalpalama eğilimine karşı koyuyor” ifadeleriyle açıklamıştı. Güvenlikli şasi aynı zamanda yüklü kullanımda bile üstün konfor, kıvrak sürüş özellikleri sunuyordu ve tüm bunları üstün sürüş güvenliği ile birleştiriyordu. 1999’dan itibaren ESP’nin pazara sunulmasıyla güvenlik daha da arttı. Çarpma anında ciddi ayak veya bacak yaralanmalarına karşı koruma sağlayan, patentli pedal ayırma sistemi de her Astra G’de standarttı.

 

1998 yılında Astra G, iç ferahlık konusunda da kendi segmentinde standartları belirliyordu. Öncüsüne göre yaklaşık 10 santimetre daha uzun olan aks mesafesi, daha fazla iç hacim, özellikle arkada daha fazla baş ve diz mesafesi sağlıyordu. Hatchback gövde tipi 370 litre bagaj hacmi sunarken; station wagon gövde tipinde hacim 1.500 litreye kadar artırılabiliyordu. Aynı zamanda, o zamanlar Frankfurter Rundschau tarafından teyit edildiği üzere Astra G, “Kalite açısından kuantum sıçraması” yapmıştı. Söz konusu iyileşmeye düşük gürültü ve titreşim seviyeleri dışında kaliteli iç malzemeler katkı sağlıyordu. Bununla birlikte, ilk kez sunulan tamamen galvaniz gövde, daha yüksek kalite izlenimi ve yüksek değer koruması sağlıyordu.

 

Yarış hedefleri: Astra G’nin OPC ve V8 Coupe versiyonları

 

İkinci Astra nesli aynı zamanda günlük görevlerini kusursuz bir şekilde yerine getirmekten çok daha fazlasını yapabildiğini, popüler bir sporcu haline gelerek de gösterdi. Sportif sürücülerin dikkatini çeken Astra G, eş zamanlı olarak Volker Strycek yönetiminde Opel Performance Center veya kısaca OPC olarak da bilinen versiyonlarına kavuştu. Performans departmanının ilk modeli, 118 kW/160 HP ile 1998 Astra OPC oldu. Ekip çok değil, 4 yıl sonra, 240 km/s hıza ulaşabilen, daha da gelişmiş Astra OPC ile çok daha fazlasının mümkün olduğunu gösterdi. Gelişmiş versiyonun motor kaputunun altında 147 kW/192 HP’lik bir motor vardı ve hem üç kapılı hem de station wagon gövde tipiyle sunuluyordu.

 

Ancak Astra G’deki limitleri zorlamak bu versiyonlarla sınırlı kalmadı. Opel, 2000 yılından itibaren özel olarak geliştirdiği Astra V8 Coupe ile Alman Touring Car Masters’a katıldı. Yarış otomobili şampiyonada ikinci oldu. Ayrıca efsanevi 24 saat Nürburgring yarışı gibi farklı yarışlara da katıldı. Opel ayrıca 2001 Cenevre Otomobil Fuarı’nda Astra OPC X-treme konsepti ile uç noktada bir spor otomobili de tanıttı. 326 kW/444 HP gücü ile 0-100 km/s hızlanmasını 3,9 saniyede tamamlayabilen Astra OPC X-treme, trafiğe açık yollarda sürülebiliyordu.

 

Günümüzde Opel Astra ve Astra GSe: Üstün sürüş keyfi ile sorumlu sürüş

 

Opel, güncel Astra ile bir kez daha bu sportif mirası, sorumlu bir yaklaşımla geleceğe taşıyor. Ürün gamının tepe noktasını oluşturan yeni Astra GSe ve Astra Sports Tourer GSe, güçlü, dinamik ve daha da önemlisi elektrik destekli olarak yollarla buluşuyor. Günümüzde GSe kısaltması “Grand Sport Electric” anlamını taşıyor ve Opel’in yeni alt markasını oluşturuyor. Bu kısaltma, sportif ama aynı zamanda sorumlu sürücülerin tüm beklentilerini karşılıyor: Yüksek performans, sportif şasi ve yerel olarak emisyonsuz sürüş için elektrik destekli güç-aktarma sistemi. Tüm bunlar çarpıcı bir tasarımla birleştirildi.

 

Ayrıca, diğer Astra versiyonları gibi, müşterilerin daha önce sadece üst segment araçlarda görmeye alışkın olduğu, sürüşü daha konforlu hale getiren, toplam 168 LED hücreli, uyarlanabilir, parlamayan Intelli-Lux LED® Pixel Far gibi çok sayıda ileri teknoloji ile yollara çıkıyor. Güncel Astra neslinin iç mekanı da aynı derecede yenilikçi ve heyecan uyandırıcı. Tamamen dijital Pure Panel ile tüm analog göstergeler tarihe karışıyor. Bunun yerine, ileri teknoloji ürünü insan-makine arayüzü (HMI), ekstra geniş dokunmatik ekranla sezgisel bir kullanım deneyimi sağlıyor. Opel mühendisleri, sürücünün gerekli tüm bilgileri almasına ve tüm önemli işlevlere doğrudan erişmesine, ancak gereksiz veri veya işlevle kafasının karışmamasına özen gösterdiler. Klima gibi önemli işlevler sadece birkaç kumanda üzerinden kolaylıkla ayarlanabiliyor.

 

Olağanüstü oturma konforu da Opel’e özgü bir özellik. Şirket içinde geliştirilen ön koltuklar, AGR (Sağlıklı Sırtlar Kampanyası) sertifikalı ve örnek ergonomileriyle uzun yolculukları rahatlatıcı hale getiriyor. Sürücü, yükseltilmiş gösterge ekranından birçok sürüş destek sistemini bir araya getiren Intelli-Drive 1.0 sistemine ve Intelli-Vision adı verilen 360 derece çevre görüş sistemine kadar ileri teknoloji ürünü yardımcı sistemler tarafından destekleniyor. Yeni Opel Astra buna ek olarak; cesur bir tasarım ifadesi ortaya koyuyor. Gereksiz unsurlardan arındırılmış, yalın, heyecan verici çizgiler ve yeni, karakteristik marka yüzü Opel Vizör ile her zamankinden daha dinamik bir etki bırakıyor.

Tıkla Yorum Yap

Leave a Reply

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Otomotiv Sektörü

Scottish Car of the Year Ödülleri’nde ‘En İyi Aile Aracı’ Ünvanı JAECOO 7’nin!

Yenilikçi tasarım diline sahip modelleri ile kısa sürede dikkatleri üzerine
çeken JAECOO, kompakt SUV modeli JAECOO 7 ile İskoçya’nın önde
gelen otomotiv ödülleri olan Scottish Car of the Year’da “2025 Yılının Aile
Aracı” ödülünü kazandı. JAECOO 7’nin, iç mekân genişliği, konforu ve
sunduğu değer ile öne çıktığını belirten jüri üyeleri, giderek daha
rekabetçi hâle gelen segmentte JAECOO 7’yi güçlü bir rakip olarak
nitelendirdi.

Bu ödül, JAECOO’nun Birleşik Krallık’taki dönüm noktası
niteliğindeki ilk yılını taçlandırırken, markanın zengin donanımı standart
olarak sunan, tasarım odaklı SUV’lere olan bağlılığını da güçlendiriyor.
Otomotiv sektörünün yenilikçi markası JAECOO, başarılı SUV modeli
JAECOO 7 ile dünya çapında ödülleri toplamaya devam ediyor. Avrupa’da
gücünü hızla artıran marka, Birleşik Krallık’taki ilk yılında güçlü ivmesini
sürdürüyor. JAECOO, bu yılki Scottish Car of the Year Ödülleri’nde JAECOO
7’nin “2025 Yılının Aile Aracı” seçilmesiyle bir kez daha büyük bir başarıya
imza attı. Bu ödüller, İskoçya’nın en prestijli otomotiv ödülleri arasında yer
alıyor.
Akıllı tasarım dikkat çekici donanımla birleşti!

ASMW (Association of Scottish Motoring Writers) tarafından değerlendirilen
bu ödüller, ulusal ve bölgesel yayınlar için düzenli olarak yeni araçları test edip
inceleyen profesyonel otomotiv gazetecilerinden oluşan saygın bir jüri
tarafından veriliyor. Bu yıl 28’incisi düzenlenen etkinlikte birçok rekabetçi
kategoride öne çıkan modeller ödüllendirildi. JAECOO 7’nin
ödüllendirilmesinde, aracın konfor, alan ve değer arasında kurduğu dengeli
yapı öne çıktı; jüriler modelin yoğun aile SUV segmentinde parlaması için
gerekli tüm özelliklere sahip olduğunu belirtti. Konu hakkında açıklama yapan
ASMW Başkanı Ally Ballingal, “JAECOO 7, etkileyici alan, konfor ve değer
kombinasyonu nedeniyle ‘En İyi Aile Aracı’ seçildi. Jüriler, modelin esnek iç
mekânını, geniş bagajını ve aile dostu pratikliğini özellikle vurguladı. Güçlü
güvenlik teknolojileri ve pürüzsüz, güven veren sürüş deneyimi de kalabalık
segmentte öne çıkmasını sağladı.

Akıllı tasarımı ve dikkat çekici donanım

seviyesi ile JAECOO 7, modern bir aile aracı için ideal bir seçenek olduğunu
kanıtladı” dedi. JAECOO’nun Birleşik Krallık’taki ilk yılını kapatan bu ödül,
markanın değerlerini pekiştirirken; güçlü tasarım, zengin teknoloji ve üstün
değer sunan araçlara yönelik artan talebi de ortaya koyuyor.

Yeni dönemin getireceği fırsatlara hazırız!

Elde edilen başarıyı değerlendiren JAECOO UK CEO’su Gary Lan ise
şunları söyledi: “Yıl sona ermeden JAECOO için bir önemli başarıyı daha
gururla duyuruyoruz. Bu başarının Edinburgh’da, Birleşik Krallık’taki ilk tam
yılımıza yaklaşırken gelmesi, anlamını daha da artırıyor. JAECOO, ülke
genelinde belirgin bir varlık oluşturdu ve biz de tasarım odaklı, yüksek değerli
SUV’ler sunmaya kararlıyız. 2026’ya bakarken, önümüzdeki yeni döneme ve
getireceği fırsatlara tamamen hazırız.” Birleşik Krallık yollarında artık 22 bin
adetten fazla JAECOO 7 bulunuyor. Marka güçlü ulusal ivmesini sürdürerek
pazarda en hızlı yükselen yeni girişimcilerden biri olmaya devam ediyor.

Continue Reading

Otomotiv Sektörü

Yenilenen Kia Sportage Türkiye’de Satışa sunuldu

1993 yılındaki ilk neslinden itibaren dünyada SUV kültürünün oluşmasında önemli bir mirasa sahip olan ve 7 milyon adedin üzerinde satış başarısı kazanan Kia Sportage, makyajlanan beşinci nesliyle Türkiye’de.

Yeni Sportage, Kia’nın ‘Zıtlıkların Birleşimi’ tasarım felsefesiyle, özgüvenli görünümü ve göz alıcı LED Star Map aydınlatması ile öne çıkıyor.

Güçlü SUV Mirası

Kia’nın küresel ölçekte bugüne kadar en yüksek satış adedine ulaşan amiral modeli Sportage, makyajlanan beşinci nesliyle tasarım, teknoloji ve konfor alanlarında yapılan kapsamlı değişim ve yeniliklerle C SUV segmentinde yeni bir standart belirliyor.

Küresel ölçekte 7 milyon adetten fazla satılan ve Türkiye’de de her zaman yoğun ilgi gören Sportage, cesur dış tasarımı, üstün teknolojik özellikleri ve sunduğu konforla SUV sınıfındaki iddiasını sürdürüyor.

Tasarım: Cesur dış görünüm, lüks iç mekân

Yeni Sportage’da Kia’nın ‘Zıtlıkların Birleşimi’ tasarım felsefesi bir kez daha dikkat çekiyor. Modelin tasarımında pürüzsüz ve yumuşak yüzeyler, güçlü ve sağlam çizgilerle dengeleniyor. Yeni tasarım ön ve arka tamponlar ve dikkat çeken LED Star Map aydınlatmaları Kia’nın imzası haline gelen “Kaplan Burun” ön ızgarasıyla tamamlanıyor.

İç mekânda ferah ve konforlu bir yaşam alanı sunan Yeni Sportage, GT-Line donanımında çift renkli deri direksiyon simidi ve sadeleştirilmiş gösterge paneliyle modern bir tasarım anlayışını yansıtıyor. Yeni koltuk döşemeleri konforu artırırken, GT-Line’a özel dekoratif süet deri koltuklar şıklığı ön plana çıkarıyor.

Arka koltukta neredeyse 1 metre (996 mm) diz mesafesi sunan Yeni Sportage, 591 litrelik bagaj hacmini, arka koltuklar yatırıldığında 1.780 litreye kadar çıkarabiliyor. Yeni Sportage, 19 inç jantlarla gelirken GT-Line donanımında aynı ölçülerde özel tasarım alüminyum jant seçeneği de sunuyor.

Konforlu ve Akıllı Çözümler 

Yeni Sportage, sürüş deneyiminin merkezine konumlandırdığı 12,3 inç çift panoramik entegre ekranla şıklığı ve teknolojiyi bir araya getiriyor. Sürücü destek sistemleri, navigasyon ve multimedya fonksiyonlarına kolay erişim sağlanırken aynı zamanda Harman Kardon premium ses sistemi ise müzik deneyimini zirveye taşıyor.

Multimedya ekranının altındaki çok fonksiyonlu dokunmatik panel, sürücülere ses ve klima ayarlarını sezgisel şekilde yönetme imkânı sunuyor. Kablosuz Apple CarPlay & Android Auto, çevre görüş kamerası, 360 derece park sensörü ve kablosuz telefon şarj gibi teknolojiler de Yeni Sportage’daki sürüş deneyimini daha keyifli kılıyor.

Yeni Sportage, üç farklı donanımla 2.820.000 TL’den başlayan fiyatlarla satışa sunuluyor.

Continue Reading

Otomotiv Sektörü

BYD Türkiye, “Teknoloji Şovu”na TEKNOFEST İstanbul’da Devam Ediyor

BYD Türkiye, Kemerburgaz’da inşa ettiği özel alanda YANGWANG U8 ve YANGWANG U9’un benzersiz yeteneklerini sergilediği nefes kesen teknoloji şovunun ardından, şimdi de bu modelleri ve teknolojik gücünü TEKNOFEST İstanbul’da katılımcılarla buluşturdu.

Dünyanın lider yeni enerji araç üreticisi BYD, Türkiye’nin en büyük havacılık, uzay ve teknoloji festivali TEKNOFEST İstanbul’da yerini aldı. 17-21 Eylül tarihlerinde İstanbul Atatürk Havalimanı’nda düzenlenen festival, teknoloji tutkunlarını bir araya getirirken; BYD Türkiye de lüks segment markası YANGWANG U8 ve YANGWANG U9 modellerinin yanı sıra, ODMD (Otomotiv Distribütörleri ve Mobilite Derneği) Ocak – Ağustos verisine göre tüm elektrikli hatchback modeller içerisinde en fazla satış yapan BYD DOLPHIN modelini ziyaretçilerle buluşturdu.

 

BYD’nin devrim niteliğindeki Blade Batarya, e4 Platform, CTB ve CTC Teknolojisi, BYD DiSus Akıllı Gövde Kontrol Sistemi başta olmak üzere ileri teknolojileri de fuar alanında kurulan özel stand alanında katılımcılara tanıtıldı.

 

TEKNOFEST’E gelen ziyaretçiler, BYD’nin inovasyon gücüyle donatılmış araçlarını ve ileri teknolojilerini yakından inceledi. Track Edition versiyonu ile dünyanın en hızlı elektrikli süper spor modeli unvanına sahip YANGWANG U9, BYD’nin kurduğu özel stand alanında sergilenirken, amfibi özelliği sayesinde hem karada hem de suda hareket edebilen YANGWANG U8 ise 360 derece Tank Dönüşü performansı ile nefes kesen bir şov sundu.

 

“BYD Teknoloji Şovu’ndan sonra, ileri teknolojilerimizi TEKNOFEST’te tüm Türkiye ile buluşturuyoruz”

BYD Türkiye Genel Müdürü İsmail Ergun, markanın inovasyona olan güçlü bağlılığını her fırsatta yansıtmaya büyük önem verdiklerini vurgulayarak şunları söyledi: “Türkiye’nin en büyük teknoloji etkinliği olan TEKNOFEST, ülkemizin özellikle havacılık ve savunma sanayi alanında ulaştığı noktayı gösteren son derece değerli bir organizasyon. Ayrıca, gençlerimizin bilim ve teknolojiye olan ilgisini destekleyerek, ülkemizin geleceğine de katkı sunuyor.

 

DNA’sında teknoloji ve inovasyon olan BYD ise, kendini sürekli gelişime adamış küresel bir teknoloji markası. 120 bini aşkın Ar-Ge mühendisiyle her gün ortalama 40 patent başvurusu gerçekleştiren şirket; bataryadan elektrikli motorlara, süspansiyon sistemlerinden akıllı sürüş teknolojilerine kadar birçok devrim niteliğindeki teknolojiyi otomotiv dünyasına kazandırıyor.

 

Türk tüketicisi, yeni teknolojilere olan ilgisi ve hızlı adaptasyon yeteneğiyle öne çıkıyor. Biz de BYD Türkiye olarak, 7 farklı modelden oluşan geniş ürün yelpazemizle en son teknolojileri kullanıcılarımızla buluşturuyoruz. Bugün burada teknoloji ve otomobil severlere BYD’nin inovasyon gücünü yakından tanıtmak için bulunuyoruz. 11 Eylül’de Kemerburgaz’da gerçekleştirdiğimiz, Avrupa’da bir ilk olma özelliği taşıyan etkinlikte YANGWANG U8 ve U9 modellerimizi kapsamlı bir teknoloji şovuyla tanıtmıştık. BYD Teknoloji Şovu’ndan sonra şimdi ileri teknolojilerimizle TEKNOFEST’te yer almak ve bu teknolojilerimizi tüm Türkiye ile buluşturmak bizim için ayrı bir mutluluk.”

 

BYD, teknoloji gücüyle fark yaratıyor

1995’te batarya üreticisi olarak yola çıkan BYD, bugün elektrikli araçlar, yenilenebilir enerji ve akıllı teknolojiler alanında geliştirdiği çözümlerle daha temiz ve sürdürülebilir bir gelecek için çalışıyor. 2022’de fosil yakıtlı araç üretimini tamamen sonlandıran ilk otomotiv şirketi olan BYD, bugün dünyanın lider yeni enerjili araç üreticisi konumunda bulunuyor.

 

Batarya, elektrik motorları ve elektronik kontrol üniteleri gibi elektrikli araçların kalbinde yer alan bileşenlerdeki uzmanlığıyla öne çıkan BYD, son yıllarda geliştirdiği Blade Batarya, DM-i Süper Hibrit Teknolojisi, e4 Platform, CTB ve CTC Teknolojisi, BYD DiSus Akıllı Gövde Kontrol Sistemi ve DMO Süper Hibrit Sistemi gibi yenilikler, markayı sektörün öncüleri arasına taşıyor. Bir teknoloji lideri olarak BYD, yalnızca otomobil üretmekle kalmıyor; mobilitenin geleceğini yeniden tanımlıyor. YANGWANG U8 ve U9 modelleri, bu vizyonun en çarpıcı örneklerini temsil ediyor.

 

DOLPHIN: Gelişmiş teknoloji, uzun menzilli batarya gücü

Okyanus serisinin öne çıkan modellerinden BYD DOLPHIN, deniz yaşamından ilham alan tasarım detaylarıyla şık ve modern bir görünüm sunuyor. Gelişmiş teknolojisini uzun menzilli batarya gücüyle birleştiren BYD DOLPHIN, konfor ve verimlilik odaklı bir sürüş deneyimi sağlıyor.

Geniş iç hacmi ve yüksek teknoloji donanımlarıyla segmentinde öne çıkan BYD DOLPHIN, 2024 AutoBest Ödülü’nü kazanarak kalite ve verimliliğini tescilledi. BYD’nin kendi geliştirdiği e-Platform 3.0 üzerinde yükselen model, Lityum Demir Fosfat (LFP) teknolojisine sahip 60.4 kWsa kapasiteli Blade Batarya ile güvenlik, dayanıklılık ve performans konusunda yüksek standartlar sunuyor.

204 PS güç ve 310 Nm tork üreten elektrik motoruyla 0-100 km/s hızlanmasını 7 saniyede tamamlayan DOLPHIN, 160 km/s maksimum hıza ulaşabiliyor. WLTP ölçümlerine göre 427 km WLTP menzil ve 15.9 kWsa karma  enerji tüketimi sunan model, 110 kW DC hızlı şarj desteği sayesinde bataryasını yüzde 30’dan yüzde 80’e 26 dakikada şarj edebiliyor. Gelişmiş enerji tasarrufu sağlayan ısı pompası sistemi ise standart olarak sunuluyor.

Euro NCAP’ten 5 yıldız alan BYD DOLPHIN, markanın diğer modellerinde olduğu gibi uzaktan bağlantı özellikleriyle kullanıcılarına üst düzey konfor sunuyor. Türkiye’deki BYD sahipleri ise uzaktan güncelleme (OTA) sistemi sayesinde araçlarını servise gitmeye gerek kalmadan güncelleyerek her zaman en güncel teknolojiye sahip olabiliyor.

 

YANGWANG U8: BYD’nin lüks ve son teknoloji SUV’u

YANGWANG markasının ilk seri üretim modeli olan U8, BYD’nin 20 yılı aşkın AR-GE birikiminin ve inovasyon vizyonunun bir sonucu olarak ortaya çıktı. Performans, güvenlik ve ileri teknolojiyi bir arada sunan U8, lüks SUV segmentinde “fütüristik teknoloji, olağanüstü off-road kabiliyeti ve premium yaşam alanı” kombinasyonu ile öne çıkıyor. YANGWANG’ın temeli, 2004’te tanıtılan BYD ET konseptine dayanıyor. ET, dört motorlu bağımsız aktarma sistemini dünyaya ilk kez tanıtmıştı. 20 yıl sonra bu vizyon, e4 platformu ile seri üretime taşındı.

 

Markanın logosu, “elektrik” anlamına gelen en eski Çince hiyerogliflerden Dian’dan esinlenmiş olup, ilerleme ve bilinmeyene cesurca yol almayı simgeliyor.

 

Dünyanın en prestijli tasarım ödüllerinden olan IF Tasarım Ödüllü U8’in öne çıkan teknolojileri arasında yüzme kabiliyeti dikkat çekiyor. Araç, bu özelliği sayesinde karada ilerledikten sonra su üzerinde de yol alabiliyor. Bir diğer yenilikçi özellik olan Tank Dönüşü ise dört tekerin ters yönlerde dönmesiyle aracın kendi etrafında 360 derece dönmesine imkân tanıyor.

 

49,05 kWh Blade Batarya ve CTC (Cell-to-Chassis) entegrasyonu ile 880 kW (1.196 PS) güç ve 1.280 Nm tork sunan araç, 0’dan 100 km/s hıza 3,6 saniyede ulaşıyor ve azami 200 km/s hız yapabiliyor. CLTC protokolünde, aracın karma sürüş menzili 1.000 km, elektrikli sürüş menzili ise 180 km olarak açıklanıyor.

 

Araç içi uydu iletişimi, gece görüş sistemi ve opsiyonel drone kitiyle donatılmış olan U8, aynı zamanda VtoL enerji paylaşımı ve 15+1 kişiselleştirilebilir off-road modu gibi özelliklerle de dikkat çekiyor. DiSus-P hidrolik gövde kontrol sistemi, 20 inç dövme alaşım jantlar, su geçirmez hava girişi ve sabit yan basamak gibi donanımlar da araca üstün bir kullanım deneyimi sağlıyor.

 

YANGWANG U9: BYD’nin elektrikli süper otomobil vizyonu

BYD YANGWANG U9, inovasyon, mühendislik, güvenlik ve estetiği bir araya getiren elektrikli süper spor otomobil vizyonunu temsil ediyor. 360 derece dönüş, zıplama ve dans etme kabiliyetleriyle otomotiv dünyasında yenilikçi bir performans deneyimi sunan bu model, ileri teknoloji ile estetiği bir araya getiriyor. Keskin hatlara sahip Time Gate tasarım dili, Interstellar far tasarımı ve dinamik ışık imzaları ile U9, aerodinamik ve sportif bir duruş sergiliyor. Çift kokpit iç düzen ve 127 renkli ambiyans aydınlatması, sürüş moduna göre değişerek yüksek teknoloji deneyimini pekiştiriyor.

 

Dört bağımsız motoruyla 1.305 PS güç ve 1.680 Nm tork üreten BYD YANGWANG U9, 0’dan 100 km/s hıza 2,36 saniyede ulaşabiliyor. 80 kWh yeni nesil Blade Batarya ile CLTC protokolünde 450 km menzil sağlayan araç, 500 kW çift girişli ultra hızlı şarj sistemi sayesinde yüzde 30’dan yüzde 80’e yalnızca 10 dakikada ulaşabiliyor.

 

BYD’nin e4 platformu üzerine inşa edilen U9, bağımsız tork kontrolü, DiSus-X akıllı gövde kontrol sistemi, karbon-seramik diskler ve gelişmiş süspansiyon yapısı ile hem pist performansı hem de günlük sürüş konforu sunuyor. Aerodinamik olarak ayarlanabilir ve opsiyonel karbon fiber “swan neck” spoiler yüksek yere basma kuvveti sağlayarak üstün yol tutuşu sağlarken, araçta ısı pompası ve Cell-to-Body entegrasyonu gibi ileri teknolojiler de yer alıyor.

 

YANGWANG U8 ve U9 modelleri, BYD’nin Ar-Ge gücünü, mühendislik vizyonunu ve teknoloji liderliğini doğrudan yansıtırken, şu an için Avrupa homologasyonu bulunmadığı için Türkiye pazarında kısa vadede satışa sunulmaları planlanmıyor.

 

 

 

Continue Reading
Reklam
Reklam
Reklam

En Çok Okunanlar

Copyright © 2019 SUV4CROSS markası tescilli bir markadır.