Connect with us

Sektörel

Mutlu Akü CEO’su Deniz Şeker: Güney Afrika’nın Türkiye’deki En Büyük Yatırımı Mutlu Akü’dür

2013 yılı sonu Güney Afrikalı Metair’e satışı gerçekleştirilen Mutlu Akü Güney Afrika Cumhuriyeti’nin ülkemizdeki en önemli yatırımlarından biri oldu.
Satın alma sonrası ülke ekonomisine katkı sağlamaya devam eden Mutlu Akü’deki güncel gelişmeleri değerlendirmek için bir araya geldiği Euronewssport.com ile Mutlu Akü CEO’su Deniz Şeker, önemli açıklamalarda bulundu.
Mutlu Akü’yü Güney Afrikalı Metair Grubu satın aldı. Öncelikle Metair Grupla ilgili bilgi verir misiniz?
Metair Grubu merkezi Güney Afrika’da olan otomotiv yan sanayi ve enerji depolama sistemleri üreten bir şirkettir. Bu konuda iki ayrı iş kolu gibi düşünebiliriz. Bir tanesi sadece Güney Afrika Cumhuriyeti özelinde otomotiv yan sanayi işi ile meşguller. Otomotiv yan sanayi alanında her şeyi kendi bünyelerinde üretiyorlar. Güney Afrika Cumhuriyeti’nin ABD ve AB ülkeleri başta olmak üzere birçok ülkeyle gümrük birliği anlaşmaları sebebiyle oldukça ucuz fiyatlara üretim yapabiliyorlar. Bu nedenle yan sanayinin birçoğu Güney Afrika’da üretim yapıyor. Bunun dışında ikinci iş kolları olan enerji depolama işlerinin büyümesidir. 2008 yılı küresel krizde Metair Grubu yönetimi zarar etmeyen Güney Afrika kökenli akü şirketini fark ediyorlar. Bunu gördükten sonra işi biraz daha profesyonel hale getirerek bir daha zarar görmemek adına dünya çapında enerji depolama şirketleri satın alıyorlar. Bunların da en büyüğü Mutlu Akü’dür. Mutlu Akü haricinde üç ülkede, Romanya, Kenya ve Güney Afrika’da firma satın alarak sektördeki gelişimine devam ettirdi.
Grup yönetiminin Türkiye’ye yaklaşımı nasıl?
Mutlu Akü bütün grubun en büyük şirketidir. Dolayısıyla yönetim kurulu başkanımızda Metair Grubu’nun CEO’sudur. Kendisi Güney Afrika kökenlidir. Bunun dışında iki tane bağımsız Türk yönetim kurulu üyesi, 2 tane de Metair Grubu yönetim kurulunda olup burada da yönetim kurulunda bulunan direktörlerimiz var. Kısacası yönetimimizde 3 Türk ve 3 tane de Güney Afrika kökenli vatandaşlardan oluşmaktadır. Genelde yönetim kurulu toplantıları Mutlu Akü binasında gerçekleşmektedir. Fakat Covid nedeniyle doğal alarak online şeklinde gerçekleştiriyoruz. Türkiye’ye yaklaşımları çok pozitiftir. Burada Mutlu Akü’ye sahip olmaktan da sürekli mutlu olduklarını ifade ediyorlar. Bizim temel sıkıntımız, 2014 yılından itibaren Türkiye’de çok fazla travmatik olaylar oldu. Bu durum yatırımcılarımız etkiledi fakat Türkiye’ye karşı olumlu görüşleri halen devam etti. 2016 yılında darbe girişimi oldu, 2018 yılında döviz kurlarında hızlı artış oldu, 2020 pandemi başladı ve halen devam ediyor. Dolayısıyla Mutlu Akü’yü satın aldıktan sonra çok sıkıntı yaşadılar ama yine de pozitif görüşleri devam ediyor. Hatta bütün grubun içinde en büyük yatırımı Mutlu Akü’ye yapmaya devam ediyorlar.
Güney Afrika Cumhuriyeti ile Türk şirketlerinin ortak yatırımlar yapabilecek potansiyel var deniliyor. Siz bu görüşe katılıyor musunuz?
Ben Koç Holding’te de görev aldım. Arçelik’te görev aldım. Güney Afrika’ya yapılan en büyük Türk yatırımı Arçelik’e aittir ve oradaki Defy şirketini satın aldı. Güney Afrika’nın da Türkiye’deki en büyük yatırımı Mutlu Akü’dür. Her ikisinde de yer almış biri olarak çok benzer şekilde firma evliliklerinin yapılabileceğini düşünüyorum. 1999 yılında Türkiye Güney Afrika ticaret hacmi 275 milyon Dolar iken 2000’li yıllarda 222 milyon Dolar’a kadar düşmüş. Okuduğum kadarıyla bu rakamların düşmesinin sebebi Güney Afrika’daki yüksek işsizlik oranı. 2014 yılına geldiğimizde ticaret hacmi 2 milyar Dolar’a yaklaşıyor. Yükseliş trendi sürekli devam etmiş. 2019 yılında pandemiyle birlikte tekrar 1.3 seviyelerine kadar düşmüş durumda. Benim kendi gözlemim 2025 yılına kadar tekrar 2 milyar Dolarlık ticaret hacmine ulaşabiliriz. Çünkü gümrük birliği anlaşması bize bu imkanı veriyor.
Cumhurbaşkanı’nın Güney Afrika ziyaretlerinin ticari ilişkilere etkileri ile ilgili gözlemleriniz?
Cumhurbaşkanı 2 defa Güney Afrika’ya gitti. Güney Afrika’ya her gittiğinde yeni iş kollarıyla ilgili gümrük anlaşmaları yapıldı. Dolasıyla Cumhurbaşkanı da bu rakamların artması için çalışmalar yapıyor. Fakat iki tarafında en büyük sorunu gelişmekte olan ülkeler olmalarıdır.
Türk iş adamları Güney Afrika’yı onlarda Türkiye’yi pekiyi tanımıyorlar.
Doğrudur. Ne biz oradaki ticarete hakimiz, ne de onlar Türkiye’deki ekonomiyi biliyorlar. Şuanda iki tarafta birbirini tanımıyor. Bu konuda bize bir görev düşerse elimizden geleni yaparız. Türkiye’nin temel amacı karşılıklı bir faydayı oluşturmaktır. Bu iyi anlatıldığında ve doğru iş bulunduğunda şirket evliliklerinin yapılmasını engelleyecek hiçbir şey yok.
Otomotiv sektöründe bir dönüşüm var, elektrikli araçla ilgili yatırımlar var. Mutlu Akü olarak bu dönüşüme hazır mısınız?
Metair Grubu olarak bu soruya cevap vermem gerekiyor. Metair Grup olarak Romanya’da satın aldığımız bir firmamız var. Bu şirket tamamen bu dönüşüme hazırlanan bir şirkettir. Dolayısıyla bizde geleceği elektrikli araçlarda gördüğümüz için hazırlıklarımızı yapıyoruz.
Güney Afrika’da küresel otomotiv yatırımları var mı?
Şuanda bilinen bütün firmaların fabrikaları mevcuttur. Mercedes, Ford, Volkswagen gibi büyük firmaların yatırımları mevcuttur. Dolayısıyla sektördeki dönüşümü birebir görüyorlar.
Türkiye’de de yerli araç için kolları sıvadık. Bu gelişmeleri siz nasıl değerlendiriyorsunuz?
Türkiye’nin yerli araç konusunda attığı adımı büyük bir fırsat olarak görüyorum. Her ne kadar yerli araç dediğimiz yatırım dış destekli başlayacaksa da bunun büyük bir fırsat olacağını düşünüyorum. Aklımda sadece tek bir soru var. Bu tür yatırımlarda başarıya ulaşmak için her zaman ihracatı hedef almanız gerekiyor. Ürettiğiniz aracı ihraç ettiğiniz sürece başarıya ulaşabilirsiniz. Dolayısıyla ben ilk iki üç yıl büyük bir başarı beklenmemesi gerektiğini düşünüyorum. Fakat oluşuma devletin destek vermesi gerektiğini düşünüyorum. Bunun için TOGG’la çalışan firmalara da destek olunması gerektiğini düşünüyorum. Bu yatırımların mutlaka artısı olacaktır, Türkiye otomotiv sektöründen çok fazla fayda görmüş durumda. Yıllardır ihracatta ana iş koludur. Dolayısıyla yerli olarak da başarı yakalanabilir.
Mutlu Akü olarak savunma sanayideki çalışmalarınız devam ediyor mu?
Savunma sanayi çalışmalarımız devam ediyor. Aselsan’la yaptığımız çalışmalar var. Roketsan’la çalışmalarımız devam ediyor.
Mutlu Akü açısından bakacak olursak Türkiye’de pazarın neresinde ihracatta neler yapıyorsunuz?
Mutlu Akü 80 ülkeye ihracat gerçekleştiren bir firmadır. Çok farklı coğrafyalara ihracat yapıyoruz. Kuzey Amerika’dan Çin’e, Afrika’nın her noktasına, Hindistan’a, Ortadoğu’nun her ülkesine, Avrupa’ya kadar ihracat yapıyoruz. Türkiye’de üretilen 100 araçtan 80’ninde Mutlu Akü olarak yer almaktayız. Bunlar büyük rakamlar. Türkiye pazarının devi Mutlu Akü’dür.
Pandemiyle birlikte otomotiv sektöründe üretim sorunları yaşandı. Bu durum sizi etkiledi mi?
Pandeminin başı bizi etkiledi. Bu da bizim önlemlerimiz nedeniyle oldu. Çalışanlarımızı riske atmamak için vardiyalarda değişiklikler yaptık. Otomotiv sektöründeki duruş bizi etkilemedi.
Gelecek açısından Mutlu Akü olarak neler söyleyebilirsiniz?

Biz hem Metair Grubu hem de Mutlu Akü olarak bir yandan geleceği takip ediyoruz bir yandan da günün ihtiyaçlarını tespit ediyoruz. Sadece araçların aküleri değil, Telekom aküleri gibi yeni alanlara yöneliyoruz. Dolayısıyla yeni geleceğin hızlı geldiğinin çok farkındayız. Bunun içinde yeni yatırımlarımız sürekli olacaktır. Mutlu Akü’yü izlemeye devam edin.

Ulaşım Gündemi

 

Kaynak: euronewsport.com

Tıkla Yorum Yap

Leave a Reply

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Sektörel

Chery TIGGO7 PRO MAX TransAnatolia’yı Başarıyla Tamamladı!

Türkiye’de satışa sunduğu SUV modelleri ile güvenilirlik ve dayanıklılık arayan kullanıcıların tercihi Chery, TIGGO7 PRO MAX modeli ile 15. kez koşulan Uluslararası rally raid yarışı TransAnatolia 2025’i başarıyla tamamladı. Rallinin 15 yıllık tarihinde başarıyla yarışı tamamlayan tek iki tekerlekten çekişli (4×2) araç olan TIGGO7 PRO MAX, ağırlıklı olarak dört tekerlekten çekişli (4×4) off-road araçlarının hakim olduğu bir alanda öne çıktı. 2.190 kilometrelik bir parkurda TIGGO7 PRO MAX, aşırı dayanıklılık sınavına çıkarak önemli bir “atılım anı”na imza attı.

 

Türkiye’nin muhteşem coğrafyasında 15. kez koşulan Uluslararası rally raid yarışı TransAnatolia 30 Ağustos’ta Bursa’da start aldı ve 6 Eylül’de Bolu’da sona erdi. Rallinin 15 yıllık tarihinde başarıyla yarışı tamamlayan tek iki tekerlekten çekişli (4×2) araç olan TIGGO7 PRO MAX, ağırlıklı olarak dört tekerlekten çekişli (4×4) off-road araçlarının hakim olduğu bir alanda öne çıktı. Yedi zorlu gün boyunca 2.190 kilometrelik bir parkurda TIGGO7 PRO MAX, aşırı dayanıklılık sınavına çıkarak Çinli bir otomotiv markası için önemli bir “atılım anı”na imza attı. Model, çamurlu yollar, kayalıklar, nehirler, tuz gölleri ve dağ geçitlerini aşarak ralliyi tamamladı ve iki tekerlekten çekişli bir aracın yarışı bitirmesinin imkânsız olduğu yönündeki uzun süredir var olan inancı yıktı.

 

Bu yılın RAID kuralları “dayanıklılığı önceliklendirdi” ve araçların düşük hızda, yüksek yük altında sürdürülebilir stabilitelerini test etmek için 60 km/s hız sınırı uygulandı. Bu yarış TIGGO7 PRO MAX için bu yalnızca bir meydan okuma değil, aynı zamanda gerçek bir yetenek gösterisiydi. Diğer rakiplerin aksine, bu şehirli SUV profesyonel bir modifikasyondan geçmedi ve yalnızca arka süspansiyona küçük bir yükseltici eklendi. Buna rağmen ralliyi sıfır arıza ile tamamladı: şasi deformasyonu olmadan, süspansiyon hasarı yaşamadan, motor ve gövde tamamen sağlam kaldı. Yarışın ardından ise finişten İstanbul’a kadar sorunsuz bir şekilde yol aldı. Bu neredeyse sıfır modifikasyonlu performans, mümkün olanın sınırlarını zorladı ve sahadaki profesyonel sürücüleri hayran bıraktı. TIGGO7 PRO MAX’in pilotajındaki Mahmut Hayırlıoğlu ve Mesut Bıyık şu ifadeleri kullandı: “TIGGO7 PRO MAX sağlamlığıyla dikkat çekti, çok dayanıklıydı ve her türlü zemini ustalıkla geçti.” Yarış sonrası değerlendirmelerde bulunan yarış ekibi, “İster çamurlu yollar, ister çakıllı patikalar, ister kumlu bölümler olsun, TIGGO7 PRO MAX tek bir arıza ya da hasar olmadan tüm rotayı bitirdi. Onu profesyonel bir off-road makinesi gibi sürdük ve performansı kesinlikle inanılmazdı” dediler.

TIGGO7 PRO MAX’in rallideki performansına yakından bakıldığında, temel gücünün üç ana sistemde toplandığı görülüyor. İlk olarak, beş kollu arka süspansiyonu ister tuz göllerinin yumuşak zemininde, ister dağ yollarının taşlı patikalarında olsun, zorlu arazide gerçek bir dengeleyici rolü üstlendi. Darbeleri etkili biçimde emdi ve gövde stabilitesini korudu, bu özelliğe sahip olmayan bazı özel yapım off-road araçlarını bile geride bıraktı. İkinci olarak, araç olağanüstü direksiyon tepkisi ve yol tutuşu sergileyerek keskin virajlarda ve çamurlu nehir geçişlerinde sürücüsüne güven verdi. Yokuş yukarı çekişi de beklentilerin üzerinde oldu ve gevşek çakıllarda defalarca neredeyse takılı kalacakken kolayca toparlandı. Son olarak, sağlam ve güvenilir akslar tüm parkur boyunca güvence sağladı. 2.190 kilometrelik yoğun yıpratıcı parkurun ardından bile herhangi bir anormal ses veya aşınma belirtisi göstermedi. Akslar, sürücüler tarafından “en güvenilir bileşen” olarak övüldü.

 

Rallinin ötesinde, TIGGO7 PRO MAX’in performansı Türk sosyal medyasında da büyük yankı uyandırdı. Eski bir TransAnatolia editörü Facebook’ta şöyle yazdı: “Tamamen modifiye edilmemiş bir araçla 259 kilometrelik orta-zor seviyeli bir etabı sıfır mekanik sorunla tamamlamak tam anlamıyla bir mucize. İlk etapta lastik patlamasına rağmen sadece lastikte çatlak oldu—gövde tamamen sağlam kaldı. Ralli yarışlarında tek bir lastik patlaması bile yolculuğu sonlandırmaya yeterlidir.”

 

Bu katılımın önemi yalnızca bir rallinin sonucundan çok daha fazlasını ifade ediyor. Fortune Global 500 listesinde yer alan bir Çinli otomobil üreticisi olarak Chery, TIGGO7 PRO MAX’in olağanüstü performansı sayesinde markanın güçlü akıllı üretim kabiliyetlerini dünyaya göstermiş oldu. Bugüne kadar Chery dünya genelinde 5 milyondan fazla araç ihraç etti ve yalnızca TIGGO7 serisi milyonlarca kullanıcıya ulaştı. Katar’da en çok satan SUV’lardan biri olmaktan, Brezilya’da “En İyi Orta Boy SUV” ödülünü kazanmaya ve şimdi Türkiye’nin en prestijli off-road rallisini iki tekerlekten çekişli bir araç olarak tamamlamaya kadar TIGGO7 PRO MAX, Chery’nin küresel SUV pazarındaki liderliğini pekiştirmeye devam ediyor. Böylece gerçek kalitenin en zorlu sahnelerde doğrulandığını kanıtlıyor.

Continue Reading

Blog

Škoda’nın Elektrikli Modelleri Türkiye Yollarına Çıkıyor

Škoda, e-mobilite alanındaki iddiasını genişleyen model yelpazesi ve avantajlı fiyat politikasıyla güçlendiriyor. Markanın yeni nesil elektrikli ve plug-in hibrit modelleri, Türkiye’deki müşterilerle buluşmaya hazırlanıyor.

Avrupa’da en çok tercih edilen tam elektrikli otomobiller arasında yer alan Enyaq ailesi, lansmana özel 2.599.900 TL’den başlayan fiyatlarla showroomlarda yerini alırken, kompakt boyutları, çevreci teknolojisi, zengin donanımları ve rekabetçi menzili ile şehir içi ve şehir dışı kullanıma elektrikli bir SUV alternatifi olarak öne çıkan Elroq lansmana özel 1.849.900 TL fiyatı ile satışa sunuluyor. Plug-in hibrit teknolojisine sahip Škoda’nın en çok tercih edilen modelleri arasında yer alan Superb’in, elektrikli olarak 151 kilometrenin üzerinde şehir içi seyahat imkânı sunan plug in hibrit modeli ise lansmana özel 2.999.900 TL’den başlayan fiyat ile Yüce Auto-Škoda yetkili satıcılarında yer alıyor.

yuce-auto-skoda-genel-muduru-zafer-basar-2.jpg

“Türkiye pazarına özel fiyatlar”

Škoda olarak, elektrikli ve hibrit araçlara geçiş sürecinde müşterilerine en iyi deneyimi sunmayı hedeflediklerini belirten Yüce Auto Škoda Genel Müdürü Zafer Başar, “Yeni Elroq, Enyaq, Enyaq Coupé ve Superb Plug-in Hibrit modellerimizle Türkiye’nin elektrikli otomobil dönüşümüne öncülük ediyoruz. Özellikle Elroq modelimizde, Türkiye pazarına özel avantajlı fiyatlandırma politikamızla müşterilerimizin yanında olmaya devam edeceğiz. Elroq 60 modelimizin Türkiye fiyatı, üreticiden alınan özel destek sayesinde 50 kWh’lık versiyonun fiyatına denk geliyor. Bu avantajlı fiyat politikasıyla Yüce Auto-Škoda olarak elektrikli araç sahipliğini daha erişilebilir kılmayı amaçlıyoruz. Tam elektrikli araçlarımızın da ürün gamımıza katılması ile müşterilerimize marka tarihimizin en geniş ürün gamını sunuyoruz” şeklinde değerlendirdi.

Elektrikli araçlara geçiş sürecinde en çok karşılaşılan kaygılardan birinin menzil ve şarj süresi endişesi olduğunu sözlerine ekleyen Başar, “Bu endişeyi en aza indirmek için, bayilerimizi 360 kW’lık hızlı ve verimli olan DC şarj üniteleriyle donattık. Üstelik bu hizmeti yalnızca Škoda kullanıcılarına değil, tüm marka ve model elektrikli araç kullanıcılarına sunuyoruz.” dedi

elroq-2.jpg

İki etkileyici gövde tipi: Enyaq ve Enyaq Coupé

Škoda, yenilenen Enyaq ailesi ile elektrikli araç pazarındaki çıtasını daha da yükseltiyor. Yeni Enyaq ailesi, daha önce olduğu gibi SUV ve Coupé olmak üzere iki farklı gövde tipinden oluşuyor. İki farklı batarya boyutu ile sunulan yeni Enyaq ve Enyaq Coupé, 150 kW’den (204 PS) 210 kW’ye (285 PS) kadar güç üreten motor seçenekleriyle tercih edilebiliyor.

Enyaq ailesi 60 ve 85x modellerinden ürün gamıyla tüm müşteri beklentilerini karşılıyor. 63 kWh batarya kapasiteli Enyaq 60 ve Enyaq Coupé 60, arka aksta bulunan 150 kW (204 PS) elektrik motoruyla 310 Nm tork değerine sahip. 0-100 km/s hızlanmasını 8,1 saniyede gerçekleştiren bu versiyonlar maksimum 160 km/s hız ile sınırlandırıldı. Şehir içi 538 kilometreden fazla menzil sunulan Enyaq 60 ve Enyaq Coupé 60 modelleri aynı zamanda 165 kW DC Şarj kapasitesi ile yüzde 10’dan yüzde 80 batarya doluluğuna yalnızca 24 dakikada ulaşabiliyor. 82 kWh ile daha büyük bir bataryayı gövdesinde bulunduran Enyaq Coupé 85x, arka bölümde konumlanan elektrikli motora ek olarak ön aksta da elektrik üniteyle kombine ederek dört tekerlekten çekiş imkânı sunuyor. 210 kW (285 PS) güç ve 545 Nm tork üreten elektrikli bir motorla performans ile verimliliği bir arada sunuyor. Enyaq Coupé 85x modeli 0-100 km/s hızlanmasını yalnızca 6.7 saniyede gerçekleştiriyor. Şehir içi 663 kilometreden fazla menzili ile uzun yolculuklar için ideal bir seçenek olan yeni Enyaq Coupé 85x’in 82 kWh bataryası, 175 kW maksimum şarj gücü sayesinde DC hızlı şarj istasyonlarında batarya seviyesini %10’dan %80’e sadece 28 dakikada doldurulabiliyor.

superb-plug-in-hibrit-1.jpg

Kompakt boyut, zengin donanım: Elroq

Škoda Elroq 63 kWh kapasiteye sahip tek batarya seçeneği ile satışa sunuluyor. Elroq, 60 versiyonuyla 543 km’den fazla menzili kullanıcısına sukarken, 150 kW/204 PS güç çıkışıyla verimlilik ve performansı bir araya getiriyor.
Elroq 60, hızlı şarj teknolojisiyle de elektrikli araç pazarında bir adım öne çıkıyor. 165 kW’ya kadar DC hızlı şarj desteği sayesinde, aracın 63 kWh kapasiteli bataryası sadece 24 dakika içerisinde yüzde 10’dan yüzde 80 kapasiteye kadar şarj olabiliyor. Elroq 60 modeli, AC şarj istasyonlarında 11 kW’ya kadar şarj hızlarını destekliyor ve yalnızca 6 saat 30 dakikada %0’dan %100’e şarj edilebiliyor. Bu hızlı şarj özelliği, Elroq’u günlük kullanımda da son derece pratik bir seçenek haline getiriyor.

superb-plug-in-hibrit-2.jpg

Superb’de plug-in hibrit motor seçeneği

Superb’de plug-in hibrit seçeneği, performansa katkı sağlarken aynı zamanda yakıt tüketiminde de fark yaratıyor. 25,7 kWh batarya kapasiteli ve 1.5 lt TSI motorlu Škoda Superb PHEV e-Sportline, 204 beygir güç ile 350 Nm tork değeriyle dikkat çekiyor. Otomobil 0-100 km/s hızlanmasını ise 8,1 saniyede tamamlıyor. Elektrik motorunun desteğiyle birlikte Superb PHEV e-Sportline, şehir içi 151 km ve kombine 128 km yalnızca elektrik motoru ile sürüşe imkân tanırken 100 km’de sadece 0,4 lt’lik yakıt tüketimi değeriyle öne çıkıyor.

Superb’in tüm seçeneklerinde olduğu gibi plug-in hibrit modeli de DSG otomatik şanzımanla (yalnızca PHEV için 6 ileri DSG) eşleştirilerek her sürüş koşulunda yüksek konfor, performans ve verimliliği kullanıcısına sunuyor. Škoda Superb PHEV Türkiye’de ilk etapta sadece e-Sportline donanım paketiyle satın alınabiliyor.

Skoda’dan elektrikli modelleri için özel avantajlar

Škoda elektrikli modellerinin Türkiye satışına güçlü bir başlangıç yaparken, sunduğu ayrıcalıklı hizmet paketiyle de fark yaratıyor. Teslimatla birlikte müşterilerine, Türkiye genelindeki D-Charge istasyonlarında geçerli 15.000 TL değerinde ücretsiz hızlı şarj hakkı sunuluyor.

OTOPODYUM

Continue Reading

Blog

ANADOLU ISUZU’DAN YÜK HAFİFLETEN KAMPANYA

Anadolu Isuzu, müşterilerinin işine güç katacak, güvenilir ve ekonomik çözümler sunmaya devam ediyor. 31 Mayıs’a kadar devam edecek “Yükünüzü Hafifleten Kampanya” ile tüm kamyon modelleri 1.200.000 TL’ye kadar, 24 ay vadeli ve %1,99 faiz oranlı kredi ile sunuluyor.

Türkiye’nin ticari araç markası Anadolu Isuzu, yaz mevsimine avantajlarla dolu bir kampanya ile “Merhaba” diyor. Tüm kamyon modellerini kapsayan özel kampanya ile müşterilere 1.200.000 TL’ye kadar, 24 ay vadeli ve %1,99 faiz oranlı kredi fırsatı sunuluyor. Bu fırsatın yanısıra isteyen müşterilere üç ay ödemesiz kampanya fırsatları da sunuluyor. Anadolu Isuzu, 31 Mayıs 2025 tarihine kadar geçerli olacak kampanya ile işini büyütmek veya filosunu yenilemek isteyen tüm ticari araç sahiplerine kolaylık sağlamayı hedefliyor. Anadolu Isuzu’nun ticari araç modelleri, yüksek performans, ticari kullanımda kritik öneme sahip olan dayanıklılık, güç ve yüksek manevra kabiliyetleriyle öne çıkıyor.

Kamyon alımlarında avantajlı koşullardan yararlanarak, Anadolu Isuzu kalitesini deneyimlemek isteyenler, kampanya hakkında daha fazla bilgi almak ve fırsatlardan yararlanmak için Anadolu Isuzu bayileri ile iletişime geçebilir.

 

Continue Reading
Reklam
Reklam
Reklam

En Çok Okunanlar

Copyright © 2019 SUV4CROSS markası tescilli bir markadır.