Merhaba Değerli okurlarımız takipçilerimiz, sağlıklı yarınlar için mümkün olduğunca evde kalarak yeni bir haftaya başladık.
Mümkün olduğunca diyorum çünkü malumunuz hala çalışmak zorunda olan ve işine giden milyonlarca vatandaşımız hem kendi sağlıklarını korumaya çalışıyor hem de evde kaynayan aşlarının devamlılığını sağlamaya çalışıyor.
Hal böyle olunca elbette otomotiv sektörüne de değinmek lazım. Büyük bir bütün olan otomotiv sektörünün gerek üretim, gerek tedarik gerek yedek parça ve gerekse de satış servis olmak üzere pek çok branşında yüzbinlerce çalışan görev almakta.
Dünyayı kasıp kavuran Koronavirüs COVID-19 salgınından sonra tüm dünyada olduğu gibi üretimi ilk durduran sektörlerin başında otomotiv geldi ve pek çok fabrika zorunlu olarak çalışan sağlığı için üretime ara vermek zorunda kaldı. Anlaşılan o ki bu ayrılık en az ay sonuna kadar da devam edecek belki de daha uzun..
Ancak bu süreçte öyle bir kesim var ki onlar her zaman sektörün en ön safhalarında tabiri caiz ise cephede mücadele eden isimler yani satış ve servis çalışanları.
Geçen yılı büyük bir daralma ile kapattıktan sonra yılın ilk iki ayında yeniden toparlanma belirtileri gösteren otomotive, Koronavirüs ağır bir darbe vurdu.
Ancak sosyal mesafenin, kişisel hijyenin, bu kadar önemli olduğu ve bulaş riskinin maksimum olduğu bir dönemde maalesef satış ve servis çalışanlarını unutmamak gerekiyor. Sayıları azaltılsa da çift vardiya ya geçseler de çalışmak zorundalar. Geçen hafta sosyal medyadaki haberlerden takip ettiğimiz kadarı ile bazı vakalar hatta bir yetkilinin ölümüne kadar uzanan üzücü süreçleri de yaşamış olduk.
Otomotiv sektörünün piyadesi diyebileceğimiz ve daima müşterilerle ilk ve en önemli iletişime geçen firmaların ve markaların iştahla beklediği o satış ve servis rakamları ile ciroyu yükselten, kota belası ile stres altında işini yapmaya çalışarak bayi’ye para kazandıran, bir başka deyişle patronunu memnun ederek maaşını da hak eden bu can siperane grup fabrikalardaki personeller işbaşı yapmazken dahi çalışmaya devam ettiler.
Bu durumda da insanın aklına neden sorusu gelmiyor değil ?
Evet elbette ticaret olacak bu kritik dönemde araç almak isteyenlere hizmet sağlanacak, elbette aracının bakımı gelen, kaza yapana servisler yardımcı olacak ama bu süreç ilk baştan itibaren iyi yönetilemez miydi?
Testler daha erken yasaklanıp çalışan sayıları daha erken azaltılıp hatta bir personel bir çaycı ve bir temizlik görevlisi bırakılıp bu sürecin geçmesi beklenemez miydi?
Her ne kadar önlem alınsa maske takılsa eller yıkansa da dezenfekte edilse de neticede insan odaklı bir iş bu.. Kimse hiçbir şeyi garanti edemez. Bu sürecin en kısa zamanda minimum risk ve tehlike ile atlatılması elbette ortak temennimiz ama bir yandan da acısı sonra çıkabilecek riskler almadan belki 2-3 hafta hiç satış yapmadan yada minimum servis almak en uygun düşünce olabilirdi. Elbette sektör bu eşi görülmemiş zor günleri atlatıp yeniden işleyecek ancak unutulmamalı ki fabrikada üretim yapan işçimiz, mühendisimiz kadar bayilerde çalışan danışmanımız, resepsiyonistimiz, çaycımız, temizlikçimiz, teslimatçımızda o kadar önemli ve değerli hepimiz bir bütünün tamamlayıcı parçalarıyız.
Hepimiz biriz! hepimiz bir bütünün parçalarıyız!
