Connect with us

Otomotiv Sektörü

Mercedes-Benz Hafif Ticari Araçlar Elektrikleniyor

Mercedes-Benz Hafif Ticari Araçlar, elektrikli mobilite stratejisiyle güçlü liderlik hedefleri belirleyerek tüm modellerini elektriklendiriyor.

Mercedes-Benz Hafif Ticari Araçlar, stratejisinde elektrikli mobilite konusunda sağlam liderlik hedefleri belirleyerek tüm model serilerini sistematik olarak elektriklendiriyor. Firma, EQT Marco Polo1 konsepti ile, segment için birçok yenilikle donatılmış EQT’ye dayanan yeni, tamamen elektrikli ve tam teşekküllü mikro kampçı hafif ticarinin ilk örneğini kamp severlerle buluşturuyor. Seri üretim versiyonunun 2023’ün ikinci yarısında satışa sunulması beklenen Mercedes-Benz EQT (kombine güç tüketimi (WLTP): 18,99 kWh/100 km; kombine CO2 emisyonları (WLTP): 0 g/km) değerleriyle de dikkatleri üzerine çekiyor. Kendi başına bir ürün kadar yenilikçi olan Marco Polo1, T-Serisi’nin değiştirilebilirliğini, yüksek kaliteli ekipman seviyesini tamamen elektrikli bir sürüşün avantajlarıyla birleştiriyor. Firmadan yapılan açıklamaya göre; Marco Polo1, yakın gelecekte tamamen elektrikli kısa yolculuklar için pratik bir kampçı çözümünün ilk örneği olacak.

Mercedes-Benz Hafif Ticari Araçlar Satış Müdürü Klaus Rehkugler; “Bizim için gelecek, bir hafif ticarinin büyüklüğü veya amacı ne olursa olsun elektriktir. Bu stratejik rotanın en son örneği, tamamen elektrikli tahrikli yeni EQT. Marco Polo Modülü ile, yakın gelecekte sunulacak olan tamamen elektrikli bir kamp gezisi aracı için temel bir çözümümüz var. 2023’ün ikinci yarısında, tam teşekküllü ve aynı zamanda tamamen elektrikli bir mikro kampçı ile ürün yelpazemizi daha da genişletmeyi planlıyoruz. Concept EQT Marco Polo, yaklaşmakta olan seri üretim aracına şimdiden bir bakış atıyor. Adından da anlaşılacağı gibi, Marco Polo ailemizi EQT’ye dayanan her iki ürünle de genişletiyoruz” dedi.

mercedes-benz-eqt-01.jpgTamamen elektrikli tahrikli yeni tam teşekküllü mikro kamp hafif ticari banttan çıkıyor

Concept EQT Marco Polo1, uzun dingil mesafesiyle EQT’dan ayrışıyor. Üretilecek konsept araç, şu anda hala geliştirilmekte olan, tamamen elektrikli ve tam teşekküllü Mercedes-Benz yıldızlı mikro kampçıya bir ilk bakışı niteliğinde. Concept EQT Marco Polo1‘in dış donanımında tavan yatağına sahip açılır bir tavan bulunuyor. Makaslı tasarım sayesinde, açılır tavan, araç tavanına hafif bir eğim açısıyla kolayca kaldırılabiliyor. Bu sayede Concept EQT Marco Polo1 arkada ayakta durmak için yeterli alan sunuyor. Ayrıca pop-up tavan, alışıldık kamp özgürlüğü hissi için arkada bir fermuarla tamamen veya pencere şeklinde açılabiliyor. Tavan yatağında 1,97 metreye 97 santimetre ölçülerinde bir uyku alanı da bulunduran Marco Polo1, nokta elastik disk yay sistemiyle yüksek düzeyde uyku konforu sağlıyor. Öte yandan aracın arkasında 2 metreye 1,15 metre ölçülerinde katlanabilir bir uyku alanı daha bulunuyor. İç tasarımda kullanıcı rahatlığı için tüm detayların düşünüldüğü araçta, sürücü koltuğunun arkasındaki ikinci koltuk sırasında, gömme yıkama sistemi ve aynı şekilde gömme 16 litrelik kompresörlü soğutucu da bulunuyor. Sistemin hemen üstünde doğrudan ikinci koltuğa kenetlenmiş iki tezgah günlük yiyecek ihtiyacının hazırlanması için gerekli alanı sunuyor. Aracın sol iç tarafında ise (arka kokpite bakan) bir başka koltuk bulunuyor. Ayrıca bu koltuğa entegre edilmiş yerleşik çekmece sistemi, kamp aksesuarları için yeterli depolama alanı sunuyor. Bir indüksiyon ocağı ve esnek bir çıkarılabilir gaz kartuşu ocağı ile araç içinden çıkarılabilen bir çekmece de araçta kamp severleri bekliyor. Aracın (arka kokpite doğru bakan) sağ tarafında ise, elektrikli olarak da yüksekliği ayarlanabilen katlanabilir bir masa bulunuyor.

İç mekandaki tüm mobilya ünitelerinin iki kişi tarafından 5 dakikadan daha kısa sürede kolayca çıkarılabilir şekilde tasarlandığı Marco Polo1 gerekirse günlük araç olarak da kullanılabiliyor. Araç, iki metreden az yüksekliği ile gelecekte tüm garajlara, katlı otoparklara ve oto yıkamalarına da rahatlıkla girebilecek şekilde tasarlanmış durumda. Concept EQT Marco Polo1‘nun mobilyaları sadece işlevsel olmakla kalmıyor, yeni EQT’nin yüksek kaliteli iç mekanına da mükemmel şekilde uyuyor. Elektrikli küçük hafif ticarinin oturma konseptinde koltuklar gibi mutfak, bank ve yatak odası elemanlarında da ARTICO suni deri/MICROCUT koltuk döşemesi yer alıyor. Bu arada, mobilya cephe panelleri, kontrast sağlaması için Avola kiraz ağacından yapılmakta. Ortak alanlardaki ortam aydınlatması da doğru atmosferi yaratmada baş rol oynuyor. Üst yatak alanında koyu renk bir tavan astarı ve LED aydınlatma mevcut. Toplamda, biri açılır tavan alanında, ikisi de mikro karavanın yaşam alanında olmak üzere 7 USB yuvası bulunuyor.

Konsept otomobilin temeli olarak kullanılan EQT’nin gelecekteki uzun dingil mesafeli versiyonu, siyah parlak kontrast öğelerle metalik kromit grisine boyanmış. Bu öğeler arasında ön ve arkadaki siyah boyalı krom kaplama ve özel 19 inç elmas kesim jantlar aracın trafikte ayrışmasını sağlıyor. Pop-up tavanın bej renk tonu, tente gibi aracın diğer unsurlarında da yer alıyor. Bagaj ve janttaki kırmızımsı vurgular, rengi de devreye sokuyor.

Concept EQT Marco Polo1‘daki bir diğer göz alıcı özellik ise pop-up tavandaki güneş paneli. Bu panel ve ek olarak, çıkarılabilir bir batarya ünitesi, kamp ünitesine belirli bir süre kendine yetecek miktarda enerji sağlarken aracın menzilini de koruyor. Ek pil, kullanım sırasında koltuktaki bir çekmecede saklanıyor. Şarj etmek için ise kolayca çıkarılıp, evdeki prizde ve hatta kamp alanında kolaylıkla şarj edilebiliyor. Diğer önemli noktalar arasında aracın yan tarafına takılan tente ve arka camlar için yenilikçi bir karartma sistemi yer alıyor. Bunlar tek bir düğmeye dokunarak renklendirilebiliyor.

mercedes-benz-eqt-02.jpg“Klasiklere yeni bir dönüş”: Marco Polo Modülü ile vakit kaybetmeden kamp keyfi

Mercedes-Benz, esnek bir şekilde monte edilip çıkarılabilen ve kısa bir dingil mesafesine sahip yeni EQT için sunulacak Marco Polo Modülü ile yakın gelecekte temel kamp gereksinimleri için ilk pratik çözümü sunuyor. Standart yatak ve isteğe bağlı mutfak ünitesi ile EQT hemen basit bir seyahat arkadaşı haline geliyor.

2 metreye 1,15 metre boyutlarında uyku yüzeyine sahip olan Marco Polo1, nokta elastik disk yay sistemi ve on santimetre kalınlığındaki döşekle, kenarlara kadar ergonomik yatma konforu sağlıyor. Araç içinde ek alan gerektiğinde, yatak çerçevesi öne doğru çekilerek ya da katlanarak alan açılabiliyor. Hareket halindeyken, katlanan yatak çerçevesi yük bölmesinde bulunuyor. Bu sayede arka koltuklar daha sonra kısıtlama olmaksızın kullanılabiliyor. Yüksek uyku konforu için standart donanım, pencere camları için manuel olarak takılabilir karartma elemanları ve camlar ile çerçeve arasına sıkıştırılabilen böcek korumalı bir havalandırma ızgarası içeriyor. Ayrıca standart, daha küçük eşyalar için C sütunu ve D sütunu arasında iki pencere cebi bulunuyor.

Opsiyonel olarak sunulan mutfak, 12 litrelik su deposuna sahip bir lavabo, 15 litrelik kompresörlü buzdolabı ve esnekçe çıkarılabilir gaz kartuşlu ocak barındırıyor. Ayrıca mutfak ünitesindeki çekmeceler çatal bıçak takımı, tabak takımı ve erzaklar için alan sağlıyor. Buna ek olarak, isteğe bağlı mutfak ünitesi iki kamp sandalyesi ve bir masa ile birlikte geliyor. Masa dış mekânda kullanılabilineceği gibi, bu segmentte bir ilk olarak EQT’nin içindeki orta konsola da takılabiliyor. Yatak veya mutfak ünitesine ihtiyaç duyulmuyorsa, hafifliği sayesinde birkaç kolay adımda ve kısa sürede monte edilip çıkarılabiliyor. Takıldığında, bagaj bölmesindeki bağlama halkalarına sabitlenebiliyor.

Marco Polo Modülünün tamamı şık, temiz bir tasarım ve antrasit renkte geliyor. Bu tasarım tamamen elektrikli küçük hafif ticarinin yüksek kaliteli iç mekanıyla mükemmel uyum sağlıyor. Buna ek olarak, Mercedes yıldızı ve yazısı markaya olan açık bağlılığını gösteriyor. Marco Polo Modülü, yakın zamanda doğrudan Mercedes-Benz şubelerinden ve bayilerinden sipariş edilebilecek.

[1] Elektronik olarak sınırlandırılmıştır.

mercedes-benz-eqt-05.jpgYeni Mercedes-Benz EQT: Yenilikçi kamp çözümlerinin temeli ve çok daha fazlası

Yeni EQT sadece Concept EQT Marco Polo ve Marco Polo1 Modülünün temelini oluşturmakla kalmıyor, aynı zamanda ailelerin yanı sıra açık hava aktivitelerini seven aktif insanlar ve kamp severlere, yıldız logolu markanın tamamen elektrikli dünyasına çekici bir giriş sunuyor.

Merkezi yıldızlı Siyah Panel radyatör ızgarası ve dinamik olarak tasarlanmış soğutma kapakları sayesinde yeni EQT, Mercedes-EQ ailesinin bir üyesi olarak kolayca tanınabilir. Elektrikli küçük hafif ticari, kompakt dış boyutları geniş alanla birleştiriyor. Aynı zamanda, bataryanın gövdenin altına korumalı ve yerden tasarruf sağlayan biçimde ve oldukça düşük bir ağırlık merkezine yerleştirilmesi sayesinde, yakıtlı bir T-Serisi ile iç mekanda neredeyse aynı değişebilirliği ve işlevselliği sunuyor. EQT 4.498 milimetre uzunluğu, 1.859 milimetre genişliği ve 1.819 milimetre yüksekliğiyle dikkat çekiyor. 2023’te uzun dingil mesafesine sahip bir varyantını da yollarda görmek mümkün olacak.

Tıpkı T-Serisi gibi, yeni EQT de aileler ve açık hava aktivitelerini sevenler için günlük hayatı kolay ve konforlu hale getiren birçok avantaj sunuyor. Bunlar arasında sadece 561 milimetrelik düşük yükleme eşiği bulunuyor. Bu eşik sayesinde ağır nesnelerin yüklenmesi kolaylaşıyor. Aracın her iki tarafındaki sürgülü kapıların her biri 614 milimetre genişliğinde ve 1059 milimetre yüksekliğinde bir açıklık sunuyor. Bu sayede arkaya kolay erişim sağlanırken, yükleme, bagaj kapağı da dahil olmak üzere üç taraftan esnek bir şekilde yapılabiliyor. Arka sıradaki koltukta üç çocuk koltuğu için yer bulunuyor.

Modern elektrik motoru

Piyasaya, maksimum 90 kW (122 hp) çıkışa ve 245 Newton metre torka sahip bir elektrik motoruyla çıkan Marco Polo1’da 45 kWh’lık lityum-iyon batarya, arka aksın önündeki alt gövdede çarpışmaya karşı korumalı bir konumda bulunuyor. Batarya, işte, evde veya halka açık şarj istasyonlarında, yerleşik şarj cihazı kullanılarak alternatif akım (AC) ile 22 kW’ta rahatça şarj edilebiliyor. SoC’ye (Şarj Durumu) ve yüksek voltajlı pilin sıcaklığına bağlı olarak doğru akım (DC) kullanan hızlı şarj istasyonlarında daha da hızlanmayı mümkün kılıyor. EQT, 80 kW DC şarj cihazı ile donatıldığından, yüzde 10’dan yüzde 80’e şarja 38 dakikada ulaşabiliyor. EQT, Mercedes yıldızının altında önden şarj ediliyor, bu da özellikle şehirde sıkı park durumlarında şarj yaparken pratik ve kullanışlı bir şarj imkânı sunuyor. EQT’de AC ve DC şarj için standart olarak bir CCS şarj fişi ve CCS şarj kablosu da dahil olarak geliyor.

mercedes-benz-eqt-06.jpgTüm yaşam döngüsünü kapsayan sürdürülebilir iş stratejisi

Mercedes-Benz Hafif Ticari Araçlar, stratejisinde elektrikli mobilite konusunda sağlam liderlik hedefleri belirleyerek tüm model serilerini sistematik olarak elektriklendiriyor. Bugün itibarıyla, müşteriler, filo sahipleri ve üstyapı imalatçıları dört batarya-elektrikli model arasından seçim yapabilir durumda. Bunlar: eVito panelvan, eSprinter, eVito Tourer ve EQV. EQT ile Mercedes-Benz’in elektrikli portföyü yakında küçük hafif ticari segmentini kapsayacak şekilde genişletilecek. Yakın gelecekte, Mercedes-Benz ayrıca fabrika çıkışı eCampers eğilimini giderek daha fazla ele alacak.

Buna ek olarak, Mercedes-Benz Hafif Ticari Araçlar, sürdürülebilir iş stratejisi “Ambition 2039” kapsamında, 2039 yılına kadar yeni özel ve ticari hafif ticari filo satışlarının tamamını karbon nötr hale getirme hedefini izliyor. Bu iddialı hedefe ulaşmak için Mercedes-Benz, 2030 yılına kadar akülü elektrikli araçların geliştirilmesine 40 milyar Euro yatırım yapacak. 2025 yılından itibaren, yeni piyasaya sürülen tüm Mercedes-Benz Hafif Ticari Araçlar sadece elektrikli olacak. Bu amaçla, Mercedes-Benz Hafif Ticari Araçlar, VAN.EA adında yeni, modüler ve tamamen elektrikli bir hafif ticari mimarisi geliştiriyor. Şirket, tamamen elektrikli orta ve büyük hafif ticariler için bu platformun geliştirilmesine ve üretim tesislerine yatırım yapmayı planlıyor.

Tıkla Yorum Yap

Leave a Reply

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Otomotiv Sektörü

Yenilenen Kia Sportage Türkiye’de Satışa sunuldu

1993 yılındaki ilk neslinden itibaren dünyada SUV kültürünün oluşmasında önemli bir mirasa sahip olan ve 7 milyon adedin üzerinde satış başarısı kazanan Kia Sportage, makyajlanan beşinci nesliyle Türkiye’de.

Yeni Sportage, Kia’nın ‘Zıtlıkların Birleşimi’ tasarım felsefesiyle, özgüvenli görünümü ve göz alıcı LED Star Map aydınlatması ile öne çıkıyor.

Güçlü SUV Mirası

Kia’nın küresel ölçekte bugüne kadar en yüksek satış adedine ulaşan amiral modeli Sportage, makyajlanan beşinci nesliyle tasarım, teknoloji ve konfor alanlarında yapılan kapsamlı değişim ve yeniliklerle C SUV segmentinde yeni bir standart belirliyor.

Küresel ölçekte 7 milyon adetten fazla satılan ve Türkiye’de de her zaman yoğun ilgi gören Sportage, cesur dış tasarımı, üstün teknolojik özellikleri ve sunduğu konforla SUV sınıfındaki iddiasını sürdürüyor.

Tasarım: Cesur dış görünüm, lüks iç mekân

Yeni Sportage’da Kia’nın ‘Zıtlıkların Birleşimi’ tasarım felsefesi bir kez daha dikkat çekiyor. Modelin tasarımında pürüzsüz ve yumuşak yüzeyler, güçlü ve sağlam çizgilerle dengeleniyor. Yeni tasarım ön ve arka tamponlar ve dikkat çeken LED Star Map aydınlatmaları Kia’nın imzası haline gelen “Kaplan Burun” ön ızgarasıyla tamamlanıyor.

İç mekânda ferah ve konforlu bir yaşam alanı sunan Yeni Sportage, GT-Line donanımında çift renkli deri direksiyon simidi ve sadeleştirilmiş gösterge paneliyle modern bir tasarım anlayışını yansıtıyor. Yeni koltuk döşemeleri konforu artırırken, GT-Line’a özel dekoratif süet deri koltuklar şıklığı ön plana çıkarıyor.

Arka koltukta neredeyse 1 metre (996 mm) diz mesafesi sunan Yeni Sportage, 591 litrelik bagaj hacmini, arka koltuklar yatırıldığında 1.780 litreye kadar çıkarabiliyor. Yeni Sportage, 19 inç jantlarla gelirken GT-Line donanımında aynı ölçülerde özel tasarım alüminyum jant seçeneği de sunuyor.

Konforlu ve Akıllı Çözümler 

Yeni Sportage, sürüş deneyiminin merkezine konumlandırdığı 12,3 inç çift panoramik entegre ekranla şıklığı ve teknolojiyi bir araya getiriyor. Sürücü destek sistemleri, navigasyon ve multimedya fonksiyonlarına kolay erişim sağlanırken aynı zamanda Harman Kardon premium ses sistemi ise müzik deneyimini zirveye taşıyor.

Multimedya ekranının altındaki çok fonksiyonlu dokunmatik panel, sürücülere ses ve klima ayarlarını sezgisel şekilde yönetme imkânı sunuyor. Kablosuz Apple CarPlay & Android Auto, çevre görüş kamerası, 360 derece park sensörü ve kablosuz telefon şarj gibi teknolojiler de Yeni Sportage’daki sürüş deneyimini daha keyifli kılıyor.

Yeni Sportage, üç farklı donanımla 2.820.000 TL’den başlayan fiyatlarla satışa sunuluyor.

Continue Reading

Otomotiv Sektörü

BYD Türkiye, “Teknoloji Şovu”na TEKNOFEST İstanbul’da Devam Ediyor

BYD Türkiye, Kemerburgaz’da inşa ettiği özel alanda YANGWANG U8 ve YANGWANG U9’un benzersiz yeteneklerini sergilediği nefes kesen teknoloji şovunun ardından, şimdi de bu modelleri ve teknolojik gücünü TEKNOFEST İstanbul’da katılımcılarla buluşturdu.

Dünyanın lider yeni enerji araç üreticisi BYD, Türkiye’nin en büyük havacılık, uzay ve teknoloji festivali TEKNOFEST İstanbul’da yerini aldı. 17-21 Eylül tarihlerinde İstanbul Atatürk Havalimanı’nda düzenlenen festival, teknoloji tutkunlarını bir araya getirirken; BYD Türkiye de lüks segment markası YANGWANG U8 ve YANGWANG U9 modellerinin yanı sıra, ODMD (Otomotiv Distribütörleri ve Mobilite Derneği) Ocak – Ağustos verisine göre tüm elektrikli hatchback modeller içerisinde en fazla satış yapan BYD DOLPHIN modelini ziyaretçilerle buluşturdu.

 

BYD’nin devrim niteliğindeki Blade Batarya, e4 Platform, CTB ve CTC Teknolojisi, BYD DiSus Akıllı Gövde Kontrol Sistemi başta olmak üzere ileri teknolojileri de fuar alanında kurulan özel stand alanında katılımcılara tanıtıldı.

 

TEKNOFEST’E gelen ziyaretçiler, BYD’nin inovasyon gücüyle donatılmış araçlarını ve ileri teknolojilerini yakından inceledi. Track Edition versiyonu ile dünyanın en hızlı elektrikli süper spor modeli unvanına sahip YANGWANG U9, BYD’nin kurduğu özel stand alanında sergilenirken, amfibi özelliği sayesinde hem karada hem de suda hareket edebilen YANGWANG U8 ise 360 derece Tank Dönüşü performansı ile nefes kesen bir şov sundu.

 

“BYD Teknoloji Şovu’ndan sonra, ileri teknolojilerimizi TEKNOFEST’te tüm Türkiye ile buluşturuyoruz”

BYD Türkiye Genel Müdürü İsmail Ergun, markanın inovasyona olan güçlü bağlılığını her fırsatta yansıtmaya büyük önem verdiklerini vurgulayarak şunları söyledi: “Türkiye’nin en büyük teknoloji etkinliği olan TEKNOFEST, ülkemizin özellikle havacılık ve savunma sanayi alanında ulaştığı noktayı gösteren son derece değerli bir organizasyon. Ayrıca, gençlerimizin bilim ve teknolojiye olan ilgisini destekleyerek, ülkemizin geleceğine de katkı sunuyor.

 

DNA’sında teknoloji ve inovasyon olan BYD ise, kendini sürekli gelişime adamış küresel bir teknoloji markası. 120 bini aşkın Ar-Ge mühendisiyle her gün ortalama 40 patent başvurusu gerçekleştiren şirket; bataryadan elektrikli motorlara, süspansiyon sistemlerinden akıllı sürüş teknolojilerine kadar birçok devrim niteliğindeki teknolojiyi otomotiv dünyasına kazandırıyor.

 

Türk tüketicisi, yeni teknolojilere olan ilgisi ve hızlı adaptasyon yeteneğiyle öne çıkıyor. Biz de BYD Türkiye olarak, 7 farklı modelden oluşan geniş ürün yelpazemizle en son teknolojileri kullanıcılarımızla buluşturuyoruz. Bugün burada teknoloji ve otomobil severlere BYD’nin inovasyon gücünü yakından tanıtmak için bulunuyoruz. 11 Eylül’de Kemerburgaz’da gerçekleştirdiğimiz, Avrupa’da bir ilk olma özelliği taşıyan etkinlikte YANGWANG U8 ve U9 modellerimizi kapsamlı bir teknoloji şovuyla tanıtmıştık. BYD Teknoloji Şovu’ndan sonra şimdi ileri teknolojilerimizle TEKNOFEST’te yer almak ve bu teknolojilerimizi tüm Türkiye ile buluşturmak bizim için ayrı bir mutluluk.”

 

BYD, teknoloji gücüyle fark yaratıyor

1995’te batarya üreticisi olarak yola çıkan BYD, bugün elektrikli araçlar, yenilenebilir enerji ve akıllı teknolojiler alanında geliştirdiği çözümlerle daha temiz ve sürdürülebilir bir gelecek için çalışıyor. 2022’de fosil yakıtlı araç üretimini tamamen sonlandıran ilk otomotiv şirketi olan BYD, bugün dünyanın lider yeni enerjili araç üreticisi konumunda bulunuyor.

 

Batarya, elektrik motorları ve elektronik kontrol üniteleri gibi elektrikli araçların kalbinde yer alan bileşenlerdeki uzmanlığıyla öne çıkan BYD, son yıllarda geliştirdiği Blade Batarya, DM-i Süper Hibrit Teknolojisi, e4 Platform, CTB ve CTC Teknolojisi, BYD DiSus Akıllı Gövde Kontrol Sistemi ve DMO Süper Hibrit Sistemi gibi yenilikler, markayı sektörün öncüleri arasına taşıyor. Bir teknoloji lideri olarak BYD, yalnızca otomobil üretmekle kalmıyor; mobilitenin geleceğini yeniden tanımlıyor. YANGWANG U8 ve U9 modelleri, bu vizyonun en çarpıcı örneklerini temsil ediyor.

 

DOLPHIN: Gelişmiş teknoloji, uzun menzilli batarya gücü

Okyanus serisinin öne çıkan modellerinden BYD DOLPHIN, deniz yaşamından ilham alan tasarım detaylarıyla şık ve modern bir görünüm sunuyor. Gelişmiş teknolojisini uzun menzilli batarya gücüyle birleştiren BYD DOLPHIN, konfor ve verimlilik odaklı bir sürüş deneyimi sağlıyor.

Geniş iç hacmi ve yüksek teknoloji donanımlarıyla segmentinde öne çıkan BYD DOLPHIN, 2024 AutoBest Ödülü’nü kazanarak kalite ve verimliliğini tescilledi. BYD’nin kendi geliştirdiği e-Platform 3.0 üzerinde yükselen model, Lityum Demir Fosfat (LFP) teknolojisine sahip 60.4 kWsa kapasiteli Blade Batarya ile güvenlik, dayanıklılık ve performans konusunda yüksek standartlar sunuyor.

204 PS güç ve 310 Nm tork üreten elektrik motoruyla 0-100 km/s hızlanmasını 7 saniyede tamamlayan DOLPHIN, 160 km/s maksimum hıza ulaşabiliyor. WLTP ölçümlerine göre 427 km WLTP menzil ve 15.9 kWsa karma  enerji tüketimi sunan model, 110 kW DC hızlı şarj desteği sayesinde bataryasını yüzde 30’dan yüzde 80’e 26 dakikada şarj edebiliyor. Gelişmiş enerji tasarrufu sağlayan ısı pompası sistemi ise standart olarak sunuluyor.

Euro NCAP’ten 5 yıldız alan BYD DOLPHIN, markanın diğer modellerinde olduğu gibi uzaktan bağlantı özellikleriyle kullanıcılarına üst düzey konfor sunuyor. Türkiye’deki BYD sahipleri ise uzaktan güncelleme (OTA) sistemi sayesinde araçlarını servise gitmeye gerek kalmadan güncelleyerek her zaman en güncel teknolojiye sahip olabiliyor.

 

YANGWANG U8: BYD’nin lüks ve son teknoloji SUV’u

YANGWANG markasının ilk seri üretim modeli olan U8, BYD’nin 20 yılı aşkın AR-GE birikiminin ve inovasyon vizyonunun bir sonucu olarak ortaya çıktı. Performans, güvenlik ve ileri teknolojiyi bir arada sunan U8, lüks SUV segmentinde “fütüristik teknoloji, olağanüstü off-road kabiliyeti ve premium yaşam alanı” kombinasyonu ile öne çıkıyor. YANGWANG’ın temeli, 2004’te tanıtılan BYD ET konseptine dayanıyor. ET, dört motorlu bağımsız aktarma sistemini dünyaya ilk kez tanıtmıştı. 20 yıl sonra bu vizyon, e4 platformu ile seri üretime taşındı.

 

Markanın logosu, “elektrik” anlamına gelen en eski Çince hiyerogliflerden Dian’dan esinlenmiş olup, ilerleme ve bilinmeyene cesurca yol almayı simgeliyor.

 

Dünyanın en prestijli tasarım ödüllerinden olan IF Tasarım Ödüllü U8’in öne çıkan teknolojileri arasında yüzme kabiliyeti dikkat çekiyor. Araç, bu özelliği sayesinde karada ilerledikten sonra su üzerinde de yol alabiliyor. Bir diğer yenilikçi özellik olan Tank Dönüşü ise dört tekerin ters yönlerde dönmesiyle aracın kendi etrafında 360 derece dönmesine imkân tanıyor.

 

49,05 kWh Blade Batarya ve CTC (Cell-to-Chassis) entegrasyonu ile 880 kW (1.196 PS) güç ve 1.280 Nm tork sunan araç, 0’dan 100 km/s hıza 3,6 saniyede ulaşıyor ve azami 200 km/s hız yapabiliyor. CLTC protokolünde, aracın karma sürüş menzili 1.000 km, elektrikli sürüş menzili ise 180 km olarak açıklanıyor.

 

Araç içi uydu iletişimi, gece görüş sistemi ve opsiyonel drone kitiyle donatılmış olan U8, aynı zamanda VtoL enerji paylaşımı ve 15+1 kişiselleştirilebilir off-road modu gibi özelliklerle de dikkat çekiyor. DiSus-P hidrolik gövde kontrol sistemi, 20 inç dövme alaşım jantlar, su geçirmez hava girişi ve sabit yan basamak gibi donanımlar da araca üstün bir kullanım deneyimi sağlıyor.

 

YANGWANG U9: BYD’nin elektrikli süper otomobil vizyonu

BYD YANGWANG U9, inovasyon, mühendislik, güvenlik ve estetiği bir araya getiren elektrikli süper spor otomobil vizyonunu temsil ediyor. 360 derece dönüş, zıplama ve dans etme kabiliyetleriyle otomotiv dünyasında yenilikçi bir performans deneyimi sunan bu model, ileri teknoloji ile estetiği bir araya getiriyor. Keskin hatlara sahip Time Gate tasarım dili, Interstellar far tasarımı ve dinamik ışık imzaları ile U9, aerodinamik ve sportif bir duruş sergiliyor. Çift kokpit iç düzen ve 127 renkli ambiyans aydınlatması, sürüş moduna göre değişerek yüksek teknoloji deneyimini pekiştiriyor.

 

Dört bağımsız motoruyla 1.305 PS güç ve 1.680 Nm tork üreten BYD YANGWANG U9, 0’dan 100 km/s hıza 2,36 saniyede ulaşabiliyor. 80 kWh yeni nesil Blade Batarya ile CLTC protokolünde 450 km menzil sağlayan araç, 500 kW çift girişli ultra hızlı şarj sistemi sayesinde yüzde 30’dan yüzde 80’e yalnızca 10 dakikada ulaşabiliyor.

 

BYD’nin e4 platformu üzerine inşa edilen U9, bağımsız tork kontrolü, DiSus-X akıllı gövde kontrol sistemi, karbon-seramik diskler ve gelişmiş süspansiyon yapısı ile hem pist performansı hem de günlük sürüş konforu sunuyor. Aerodinamik olarak ayarlanabilir ve opsiyonel karbon fiber “swan neck” spoiler yüksek yere basma kuvveti sağlayarak üstün yol tutuşu sağlarken, araçta ısı pompası ve Cell-to-Body entegrasyonu gibi ileri teknolojiler de yer alıyor.

 

YANGWANG U8 ve U9 modelleri, BYD’nin Ar-Ge gücünü, mühendislik vizyonunu ve teknoloji liderliğini doğrudan yansıtırken, şu an için Avrupa homologasyonu bulunmadığı için Türkiye pazarında kısa vadede satışa sunulmaları planlanmıyor.

 

 

 

Continue Reading

Otomobil

JAECOO Türkiye Pazarındaki Üst Düzey Başarısını Kutluyor!

Türkiye pazarındaki ilk yıl dönümünü kutlayan JAECOO, bu süreçte premium SUV segmentindeki olağanüstü başarısını gözler önüne serdi. Bu kapsamda markanın ilk premium off-road SUV modeli JAECOO 7, üstün performansı, yenilikçi tasarımı ve premium kullanıcı deneyimiyle hem güçlü bir itibar hem de etkileyici satış rakamları elde ederek 2025 yılında 4×4 içten yanmalı motorlu SUV segmentinde yıl başından bu yana zirveye yerleşti ve markanın pazardaki bilinirliğini ve rekabetçiliğini tümüyle kanıtladı. Üstün tasarımı, ileri teknolojisi ve şehirli çok yönlülük ile off-road kabiliyetini birleştiren JAECOO, pazar ve medyadan yüksek takdir kazanırken, aynı zamanda şehirli seçkin kullanıcıların da gözdesi oldu.

JAECOO’nun ilk yıl dönümü kutlaması başarıyla tamamlandı. Markanın gelişiminde önemli bir dönüm noktası olan etkinlik, JAECOO’nun geçtiğimiz yıl boyunca teknoloji inovasyonu, ürün tasarımı ve hizmet deneyimindeki olağanüstü başarılarını gözden geçirmesini sağlarken premium SUV pazarındaki istikrarlı büyümesini ve etkisini de ortaya koydu. Özellikle bu özel günde JAECOO 7, üstün performansı, yenilikçi tasarımı ve premium kullanıcı deneyimiyle hem güçlü bir itibar hem de etkileyici satış rakamları elde ederek 2025 yılında 4×4 içten yanmalı motorlu SUV segmentinde yıl başından bu yana zirveye yerleşti ve markanın pazardaki bilinirliğini ve rekabetçiliğini tümüyle kanıtladı.

JAECOO, 2024 yılında gerçekleştirdiği resmi Türkiye lansmanından bu yana olağanüstü tasarım, ileri teknoloji, müşteri odaklı felsefe ve premium ürün konumlandırmasından güç alarak hızla üst segment bir lüks marka olarak kendini kanıtladı. Lansmanından itibaren marka, çok sayıda ana akım haber kaynağından, otomotiv odaklı medyadan yüksek övgüler aldı; bu da JAECOO’nun profesyonel gücünü ve lüks SUV pazarındaki benzersiz cazibesini doğruladı. Aynı zamanda JAECOO’nun kullanıcı kitlesi de markanın yüksek segment konumlandırmasını yansıtıyor. Bu kitle şirket yöneticileri, uzmanlar ve öncü girişimcilerin bulunduğu çeşitli sektörlerden seçkin profesyonellerden oluşuyor. Bu da markanın şehirli seçkinler arasındaki geniş tanınırlığını ve etkisini ortaya koyuyor.

 

JAECOO 7 4×4 içten yanmalı motorlu SUV segmentinin zirvesinde

Beklentileri karşılayan JAECOO, lansmanından bu yana üstün ürün kabiliyetleri ve olağanüstü kullanıcı deneyimi sayesinde pazarın ilgisini toplamayı başardı. JAECOO 7, şehirli seçkinlerin talep ettiği lüks ve konforu sunmakla birlikte, aynı zamanda etkileyici arazi performansı da sağlayarak şehir ve açık hava koşullarında kolaylıkla yol alabiliyor. Yedi farklı sürüş modu, dört tekerlekten çekiş sistemi, 540 derece gelişmiş görüntü sistemi ve rafine tasarımıyla JAECOO 7, son derece rekabetçi bir pazarda öne çıkıyor. JAECOO 7, geçtiğimiz yıl boyunca, mükemmel pazar performansını koruyarak 2025 yılında dört tekerlekten çekişli benzinli SUV segmentinde zirveye yerleşti. Bu başarı, markanın lüks SUV sektöründeki gücünü ve etkisini vurgularken, aynı zamanda off-road yetenekleri ile çok yönlü şehirli SUV kabiliyetini bir araya getiren yüksek segment bir marka olarak JAECOO’nun olağanüstü rekabetçiliğini doğruluyor. Aynı zamanda şehirli seçkin kullanıcı topluluğu arasında itibarını ve etkisini daha da pekiştiriyor.

Markanın geçtiğimiz yıl boyunca gösterdiği olağanüstü performans ve istikrarlı büyüme, gücünü ve etkisini tümüyle ortaya koyuyor. İleriye bakıldığında JAECOO, inovasyonla gelişimi sürdürmeye, ürünlerini ve hizmet deneyimini sürekli optimize etmeye, premium segment SUV pazarındaki liderliğini sağlamlaştırmaya ve yeni trendler belirlemeye devam edecek.

Continue Reading

En Çok Okunanlar

Copyright © 2019 SUV4CROSS markası tescilli bir markadır.