Yaklaşık 1,5 aydır ülkece tek gündemimiz Koronavirüs COVID 19 ve sosyal hayat ile ekonomik hayata etkileri oldu. Süreçten en çok etkilenen iş kollarının başında da daha öncede aktardığımız gibi Otomotiv sektörü ve üretimi geldi.
Nisan ayının artık yavaş yavaş sonuna gelirken 1 aylık aranın ardından bazı fabrikalar bu dönemde yeniden iş başı yapmaya hazırlanıyor. Honda, Mercedes-Benz, Hyundai, Isuzu, Karsan gibi markaların başını çektiği grup bu hafta kapılarını üretime açıyor. Tofaş, Ford, Renault ve Toyota gibi üretimin diğer baş aktörleri en az 1 hafta daha yani Mayıs ayının ilk haftası gibi sahalara geri dönmeyi planlıyor.
Bu üretimlerin %80 i Avrupa ve dünya pazarları için yapılacak. Şu anda showroomları ve fabrikaları açmaya başlayan ve virüsün Avrupa da en az zarar verdiği ülkelerde durum farklı. “ALMANYA” dışında Fransa, İtalya, İspanya ve İngiltere gibi diğer önemli üretim merkezlerinin en azından Mayıs ortasına ve hatta Haziran başına kadar üretime başlaması hayal gibi duruyor.
Tabii bundan sonraki süreçte üretilecek bu araçların satışa alınması ve satılması da en önemli soru işaretlerinden çünkü bu kadar zorlu olacak mı?
Yorucu bir karantina sürecinden sonra ekonomiklerin yumruk yemiş boksör gibi serpelemiş hatta yere düşmüş olacağı kesin. Ekonomik kriz kapıdayken bundan otomotiv üretim ve satışının nasıl etkileneceği büyük bir bilinmezlik. Almanya da markalar devletten çok güçlü, teşvikler ve kredi destekleri vergi indirimleri hatta muafiyeti bekliyor. Buna benzer süreçlerin elbette ülkemizde de beklenti oluşturması kaçınılmaz.
Sektör temsilcilerinin dillendirdiği en büyük konu ise yılın ikinci yarısında tam bir ÖTV muafiyeti beklemektedir. Ayrıca krizi minimalize edilerek satışın önünün açılmasını sağlayacam adımların atılması. Aynı zamanda likidite de dar boğazı yaşanma riskine karşı vergi, kredi yüklerinin sıfırlanarak en azından farklı kaynaklardan piyasaya girdi sağlanması bekleniyor.
Yeni araç demek 2.ele kaynak yaratılması, akaryakıt, yedek parça, lastik, aksesuar, sigorta gibi diğer dallarda da iş artması ve para kazanılması demek.
Virüsün etkisi kısmen veya tamamen geçtikten sonrada satılan araçlardan alınacak ÖTV ve MTV gibi unsurlar yine devlet kasasına katkı sağlayacak. Hal böyleyken de bence de en geç Temmuz ayından itibaren ÖTV muafiyetini yada sembolik rakamlara çekilerek piyasadaki stok ve üretimlerin eritilmesi bekleniyor. Ardından da yukarıda bahsettiğim zincirdeki etkenlerin ekonomik olarak işlemesi elzem durumda.
Aksi takdirde zaten daralacak ekonomide insanlar paralarını daha verimli yatırım kaynaklarına yöneltilecek. Vergi yükü olan otomotiv ise çok sıkıntılı bir süreçle karşı karşıya kalma tehlikesi yaşayacak. Umarım doğru ekonomik tedbirlerle Otomotiv sektörü bu dar boğazı hasarsız değil ama en az hasarla kapatsın.
