Connect with us

Sektörel

Daimler Trucks’ın İlk Kamyonu 125, Unimog 75, Actros 25 Yaşına Girdi

Daimler Trucks, 2021 yılında üç farklı yıldönümü kutluyor. Gottlieb Daimler’in 1896’da tanıttığı ilk kamyonu bugün 125 yaşında. İlk kez 1946’da prototipi tanıtılan Unimog ise 75 yıldır tüm zorlu koşulların üstesinden geliyor. Tanıtımı ilk kez 1996 yılında yapılan ve endüstride devrim yaratan kamyon Mercedes-Benz Actros ise 25’inci yaşını kutluyor.

Daimler imzalı ilk kamyon 125 yaşında

Gottlieb Daimler, 1896’da demir çemberle kaplı ahşap tekerleri olan ilk kamyonu Phoenix’i tanıttığında, dünya kesinlikle bu aracı beklemiyordu. Almanya’da alıcı bulamayan Phoenix, İngiltere’ye satıldı. Phoenix, trafikte bazı zorluklarla yol almak zorunda kaldı. Bir kişi, yoldaki diğer sürücüleri uyarmak için kırmızı bayrak sallayarak aracın önünde yürümek zorunda kalıyordu. Aracın arkasında konumlanan iki silindirli, 1.06 litre hacimli, 4 beygirlik motora sahip Phoenix, kargo taşımacılığında benzersiz bir başarı öyküsünü ateşledi.

Bildiğimiz kamyonlarla çok az ortak noktası olan Phoenix, o sıralar sokaklarda atlar tarafından çekilen bir at arabasından dönüştürülmüş bir araçtı. Şasisi, önde enlemesine monte edilmiş yaprak yaylar ve arkada helezonik yaylarla donatılmıştı. Süspansiyon sadece yolların kötü olmasından dolayı değil, aynı zamanda motorun titreşimlere çok duyarlı olması nedeniyle de gerekliydi.

Phonix’in aktarma organının son bölümü ise moderndi. Bir kayış, motor gücünü aracın boylamasına ekseni üzerine enlemesine monte edilmiş bir şafta aktarıyordu. Şaftın her bir ucunda küçük birer dişli çark olan pinyon takılıydı. Pinyon üzerindeki her bir diş, tahrik edilecek tekerleğe sıkıca bağlanan bir çember dişlinin iç dişlerine geçmişti. Çok daha sonraları bu yapı, Mercedes-Benz kamyonlarının tasarım markası olacaktı. “Yeni nesil”, SK (Ağır sınıf) olarak adlandırılan, hatta bugün bile inşaat araçlarında kullanılan planet göbeği redüksiyon dingili böylelikle ortaya çıkmış oldu.

Unimog: 75 yıldır zorlu şartların üstesinden geliyor

Unimog “Prototip 1”, ilk test sürüşünü 1946 yılında tamamladı. Bizzat direksiyon başında olan Baş Tasarımcı Heinrich Rösler, kabini olmayan ve tamamen kereste yüklü prototipi engebeli orman yollarında test etti.

Unimog’un ortaya çıkması, Almanya’nın savaş sonrası dönemde tedarikte kıtlık yaşaması ile yakından ilgili. 1945 ve 1946 yıllarında yaşanan yiyecek kıtlığı, Daimler-Benz AG’de uzun yıllar uçak motoru geliştirme başkanı olan Albert Friedrich’e, tarımda verimliliği artırmaya yardımcı olabilecek bir motorlu tarım aracı fikrini verdi.

Unimog-Daimler-Benz, 1950

Savaş bittikten sonra, Daimler-Benz’in tedarikçisi ve metal yapı şirketi Erhard & Söhne ile bağlantı kuran Friedrich, Aralık 1945’te tarımsal araç pazarından sorumlu departmanı faaliyete geçirdi. Friedrich, projenin liderliğini 2 Ocak 1946’da göreve başlayan eski yardımcısı, tasarımcı Heinrich Rösler’e devretti. Yalnızca birkaç hafta içinde, motor ve şanzımanın doğrudan aracın merkezinin sağına konumlandırıldığı yeni bir genel tasarım geliştirildi. Bu, tahrik millerini koruyan tork tüplerinin akslara dik açılarda olabileceği anlamına geliyordu. Sonuç olarak, şasi için yalnızca dört tahrik mafsalına ihtiyaç duyuldu. Bu, 75 yıl sonra hala yüksek mobiliteye sahip U 4023/U 5023 serisi Unimog’larda kullanılan muhteşem bir tasarımdı. Başından beri projenin içinde olan Gaggenau’dan Hans Zabel, Mart 1946’da Unimog (Universal-Motor-Gerät, yani Universal Motorlu Araç) terimini icat etti. Unimog, ilk kez Ekim 1946’da test sürüşüne çıkarıldı.

Actros 1843 LS 4×2, Bj. 2000 (Werk Wörth)
Actros 1843 LS 4×2, 2000 (Wörth plant)

Endüstride devrim yaratan kamyon: Mercedes-Benz Actros

Mercedes-Benz, Eylül 1996’da düzenlenen IAA Ticari Araçlar Fuarı’nda endüstride devrim yaratacak yeni bir ağır hizmet kamyonunu tanıttı. Disk frenler ve elektronik fren sistemi (EBS) ile donatılmış ilk kamyon Actros, sınıfının en güvenli aracı oldu. Dahası, “Telligent sistemleri” gibi yenilikçi teknolojiler, verimliliği önemli ölçüde artırdı. Bunun yanı sıra, bakım aralıkları iki katından fazla uzatıldı. Yakıt tüketimi, operasyon türüne bağlı olarak yüzde 3 ile 7 arasında azaldı ve yük kapasitesi 400 kg’a kadar artırıldı.

Actros’ta güvenlik ve konfor da önemli ölçüde geliştirildi. Örneğin, disk frenli Telligent fren sistemi sayesinde, 85 km/s hızla giden Actros’un fren mesafesini, çekici ve treylerin toplam uzunluğu kadar kısaltmak mümkün oldu. Tasarım mühendisleri aynı zamanda detaylara da büyük önem verdiler. Yeni tip kanat kaplaması, yağmurlu havada sürüş sırasında püskürtmeyi önemli ölçüde azalttı.

Actros 1843

Yeni geliştirilen, daha verimli V motorlarla ve araç montajında yapılan iyileştirmelerle çevreye uyum da iyileştirildi. Bu kapsamda enerji girdisi yaklaşık yüzde 50 azaltıldı. Yeni kabinler, yolcularına iç mekanda yüzde 47’ye kadar daha fazla alan sağladı ve sürücünün ihtiyaçlarını karşılayacak şekilde tasarlandı. Hem simülasyon hem de gerçek sürüş koşullarında çok çeşitli çarpışma testlerini geçen kabinler de daha güvenliydi. Hava yastıkları ve entegre emniyet kemeri gergisine sahip koltuklar da dönemi için yeni sunulan özelliklerdi.

Yeni sunulan her Actros, “Yılın Kamyonu” seçilme başarısını elde etti. Actros, bugün bile güvenlik konusunda öncü olmaya devam ediyor.

Ulaşım Gündemi

 

Tıkla Yorum Yap

Leave a Reply

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Sektörel

Chery TIGGO7 PRO MAX TransAnatolia’yı Başarıyla Tamamladı!

Türkiye’de satışa sunduğu SUV modelleri ile güvenilirlik ve dayanıklılık arayan kullanıcıların tercihi Chery, TIGGO7 PRO MAX modeli ile 15. kez koşulan Uluslararası rally raid yarışı TransAnatolia 2025’i başarıyla tamamladı. Rallinin 15 yıllık tarihinde başarıyla yarışı tamamlayan tek iki tekerlekten çekişli (4×2) araç olan TIGGO7 PRO MAX, ağırlıklı olarak dört tekerlekten çekişli (4×4) off-road araçlarının hakim olduğu bir alanda öne çıktı. 2.190 kilometrelik bir parkurda TIGGO7 PRO MAX, aşırı dayanıklılık sınavına çıkarak önemli bir “atılım anı”na imza attı.

 

Türkiye’nin muhteşem coğrafyasında 15. kez koşulan Uluslararası rally raid yarışı TransAnatolia 30 Ağustos’ta Bursa’da start aldı ve 6 Eylül’de Bolu’da sona erdi. Rallinin 15 yıllık tarihinde başarıyla yarışı tamamlayan tek iki tekerlekten çekişli (4×2) araç olan TIGGO7 PRO MAX, ağırlıklı olarak dört tekerlekten çekişli (4×4) off-road araçlarının hakim olduğu bir alanda öne çıktı. Yedi zorlu gün boyunca 2.190 kilometrelik bir parkurda TIGGO7 PRO MAX, aşırı dayanıklılık sınavına çıkarak Çinli bir otomotiv markası için önemli bir “atılım anı”na imza attı. Model, çamurlu yollar, kayalıklar, nehirler, tuz gölleri ve dağ geçitlerini aşarak ralliyi tamamladı ve iki tekerlekten çekişli bir aracın yarışı bitirmesinin imkânsız olduğu yönündeki uzun süredir var olan inancı yıktı.

 

Bu yılın RAID kuralları “dayanıklılığı önceliklendirdi” ve araçların düşük hızda, yüksek yük altında sürdürülebilir stabilitelerini test etmek için 60 km/s hız sınırı uygulandı. Bu yarış TIGGO7 PRO MAX için bu yalnızca bir meydan okuma değil, aynı zamanda gerçek bir yetenek gösterisiydi. Diğer rakiplerin aksine, bu şehirli SUV profesyonel bir modifikasyondan geçmedi ve yalnızca arka süspansiyona küçük bir yükseltici eklendi. Buna rağmen ralliyi sıfır arıza ile tamamladı: şasi deformasyonu olmadan, süspansiyon hasarı yaşamadan, motor ve gövde tamamen sağlam kaldı. Yarışın ardından ise finişten İstanbul’a kadar sorunsuz bir şekilde yol aldı. Bu neredeyse sıfır modifikasyonlu performans, mümkün olanın sınırlarını zorladı ve sahadaki profesyonel sürücüleri hayran bıraktı. TIGGO7 PRO MAX’in pilotajındaki Mahmut Hayırlıoğlu ve Mesut Bıyık şu ifadeleri kullandı: “TIGGO7 PRO MAX sağlamlığıyla dikkat çekti, çok dayanıklıydı ve her türlü zemini ustalıkla geçti.” Yarış sonrası değerlendirmelerde bulunan yarış ekibi, “İster çamurlu yollar, ister çakıllı patikalar, ister kumlu bölümler olsun, TIGGO7 PRO MAX tek bir arıza ya da hasar olmadan tüm rotayı bitirdi. Onu profesyonel bir off-road makinesi gibi sürdük ve performansı kesinlikle inanılmazdı” dediler.

TIGGO7 PRO MAX’in rallideki performansına yakından bakıldığında, temel gücünün üç ana sistemde toplandığı görülüyor. İlk olarak, beş kollu arka süspansiyonu ister tuz göllerinin yumuşak zemininde, ister dağ yollarının taşlı patikalarında olsun, zorlu arazide gerçek bir dengeleyici rolü üstlendi. Darbeleri etkili biçimde emdi ve gövde stabilitesini korudu, bu özelliğe sahip olmayan bazı özel yapım off-road araçlarını bile geride bıraktı. İkinci olarak, araç olağanüstü direksiyon tepkisi ve yol tutuşu sergileyerek keskin virajlarda ve çamurlu nehir geçişlerinde sürücüsüne güven verdi. Yokuş yukarı çekişi de beklentilerin üzerinde oldu ve gevşek çakıllarda defalarca neredeyse takılı kalacakken kolayca toparlandı. Son olarak, sağlam ve güvenilir akslar tüm parkur boyunca güvence sağladı. 2.190 kilometrelik yoğun yıpratıcı parkurun ardından bile herhangi bir anormal ses veya aşınma belirtisi göstermedi. Akslar, sürücüler tarafından “en güvenilir bileşen” olarak övüldü.

 

Rallinin ötesinde, TIGGO7 PRO MAX’in performansı Türk sosyal medyasında da büyük yankı uyandırdı. Eski bir TransAnatolia editörü Facebook’ta şöyle yazdı: “Tamamen modifiye edilmemiş bir araçla 259 kilometrelik orta-zor seviyeli bir etabı sıfır mekanik sorunla tamamlamak tam anlamıyla bir mucize. İlk etapta lastik patlamasına rağmen sadece lastikte çatlak oldu—gövde tamamen sağlam kaldı. Ralli yarışlarında tek bir lastik patlaması bile yolculuğu sonlandırmaya yeterlidir.”

 

Bu katılımın önemi yalnızca bir rallinin sonucundan çok daha fazlasını ifade ediyor. Fortune Global 500 listesinde yer alan bir Çinli otomobil üreticisi olarak Chery, TIGGO7 PRO MAX’in olağanüstü performansı sayesinde markanın güçlü akıllı üretim kabiliyetlerini dünyaya göstermiş oldu. Bugüne kadar Chery dünya genelinde 5 milyondan fazla araç ihraç etti ve yalnızca TIGGO7 serisi milyonlarca kullanıcıya ulaştı. Katar’da en çok satan SUV’lardan biri olmaktan, Brezilya’da “En İyi Orta Boy SUV” ödülünü kazanmaya ve şimdi Türkiye’nin en prestijli off-road rallisini iki tekerlekten çekişli bir araç olarak tamamlamaya kadar TIGGO7 PRO MAX, Chery’nin küresel SUV pazarındaki liderliğini pekiştirmeye devam ediyor. Böylece gerçek kalitenin en zorlu sahnelerde doğrulandığını kanıtlıyor.

Continue Reading

Blog

Škoda’nın Elektrikli Modelleri Türkiye Yollarına Çıkıyor

Škoda, e-mobilite alanındaki iddiasını genişleyen model yelpazesi ve avantajlı fiyat politikasıyla güçlendiriyor. Markanın yeni nesil elektrikli ve plug-in hibrit modelleri, Türkiye’deki müşterilerle buluşmaya hazırlanıyor.

Avrupa’da en çok tercih edilen tam elektrikli otomobiller arasında yer alan Enyaq ailesi, lansmana özel 2.599.900 TL’den başlayan fiyatlarla showroomlarda yerini alırken, kompakt boyutları, çevreci teknolojisi, zengin donanımları ve rekabetçi menzili ile şehir içi ve şehir dışı kullanıma elektrikli bir SUV alternatifi olarak öne çıkan Elroq lansmana özel 1.849.900 TL fiyatı ile satışa sunuluyor. Plug-in hibrit teknolojisine sahip Škoda’nın en çok tercih edilen modelleri arasında yer alan Superb’in, elektrikli olarak 151 kilometrenin üzerinde şehir içi seyahat imkânı sunan plug in hibrit modeli ise lansmana özel 2.999.900 TL’den başlayan fiyat ile Yüce Auto-Škoda yetkili satıcılarında yer alıyor.

yuce-auto-skoda-genel-muduru-zafer-basar-2.jpg

“Türkiye pazarına özel fiyatlar”

Škoda olarak, elektrikli ve hibrit araçlara geçiş sürecinde müşterilerine en iyi deneyimi sunmayı hedeflediklerini belirten Yüce Auto Škoda Genel Müdürü Zafer Başar, “Yeni Elroq, Enyaq, Enyaq Coupé ve Superb Plug-in Hibrit modellerimizle Türkiye’nin elektrikli otomobil dönüşümüne öncülük ediyoruz. Özellikle Elroq modelimizde, Türkiye pazarına özel avantajlı fiyatlandırma politikamızla müşterilerimizin yanında olmaya devam edeceğiz. Elroq 60 modelimizin Türkiye fiyatı, üreticiden alınan özel destek sayesinde 50 kWh’lık versiyonun fiyatına denk geliyor. Bu avantajlı fiyat politikasıyla Yüce Auto-Škoda olarak elektrikli araç sahipliğini daha erişilebilir kılmayı amaçlıyoruz. Tam elektrikli araçlarımızın da ürün gamımıza katılması ile müşterilerimize marka tarihimizin en geniş ürün gamını sunuyoruz” şeklinde değerlendirdi.

Elektrikli araçlara geçiş sürecinde en çok karşılaşılan kaygılardan birinin menzil ve şarj süresi endişesi olduğunu sözlerine ekleyen Başar, “Bu endişeyi en aza indirmek için, bayilerimizi 360 kW’lık hızlı ve verimli olan DC şarj üniteleriyle donattık. Üstelik bu hizmeti yalnızca Škoda kullanıcılarına değil, tüm marka ve model elektrikli araç kullanıcılarına sunuyoruz.” dedi

elroq-2.jpg

İki etkileyici gövde tipi: Enyaq ve Enyaq Coupé

Škoda, yenilenen Enyaq ailesi ile elektrikli araç pazarındaki çıtasını daha da yükseltiyor. Yeni Enyaq ailesi, daha önce olduğu gibi SUV ve Coupé olmak üzere iki farklı gövde tipinden oluşuyor. İki farklı batarya boyutu ile sunulan yeni Enyaq ve Enyaq Coupé, 150 kW’den (204 PS) 210 kW’ye (285 PS) kadar güç üreten motor seçenekleriyle tercih edilebiliyor.

Enyaq ailesi 60 ve 85x modellerinden ürün gamıyla tüm müşteri beklentilerini karşılıyor. 63 kWh batarya kapasiteli Enyaq 60 ve Enyaq Coupé 60, arka aksta bulunan 150 kW (204 PS) elektrik motoruyla 310 Nm tork değerine sahip. 0-100 km/s hızlanmasını 8,1 saniyede gerçekleştiren bu versiyonlar maksimum 160 km/s hız ile sınırlandırıldı. Şehir içi 538 kilometreden fazla menzil sunulan Enyaq 60 ve Enyaq Coupé 60 modelleri aynı zamanda 165 kW DC Şarj kapasitesi ile yüzde 10’dan yüzde 80 batarya doluluğuna yalnızca 24 dakikada ulaşabiliyor. 82 kWh ile daha büyük bir bataryayı gövdesinde bulunduran Enyaq Coupé 85x, arka bölümde konumlanan elektrikli motora ek olarak ön aksta da elektrik üniteyle kombine ederek dört tekerlekten çekiş imkânı sunuyor. 210 kW (285 PS) güç ve 545 Nm tork üreten elektrikli bir motorla performans ile verimliliği bir arada sunuyor. Enyaq Coupé 85x modeli 0-100 km/s hızlanmasını yalnızca 6.7 saniyede gerçekleştiriyor. Şehir içi 663 kilometreden fazla menzili ile uzun yolculuklar için ideal bir seçenek olan yeni Enyaq Coupé 85x’in 82 kWh bataryası, 175 kW maksimum şarj gücü sayesinde DC hızlı şarj istasyonlarında batarya seviyesini %10’dan %80’e sadece 28 dakikada doldurulabiliyor.

superb-plug-in-hibrit-1.jpg

Kompakt boyut, zengin donanım: Elroq

Škoda Elroq 63 kWh kapasiteye sahip tek batarya seçeneği ile satışa sunuluyor. Elroq, 60 versiyonuyla 543 km’den fazla menzili kullanıcısına sukarken, 150 kW/204 PS güç çıkışıyla verimlilik ve performansı bir araya getiriyor.
Elroq 60, hızlı şarj teknolojisiyle de elektrikli araç pazarında bir adım öne çıkıyor. 165 kW’ya kadar DC hızlı şarj desteği sayesinde, aracın 63 kWh kapasiteli bataryası sadece 24 dakika içerisinde yüzde 10’dan yüzde 80 kapasiteye kadar şarj olabiliyor. Elroq 60 modeli, AC şarj istasyonlarında 11 kW’ya kadar şarj hızlarını destekliyor ve yalnızca 6 saat 30 dakikada %0’dan %100’e şarj edilebiliyor. Bu hızlı şarj özelliği, Elroq’u günlük kullanımda da son derece pratik bir seçenek haline getiriyor.

superb-plug-in-hibrit-2.jpg

Superb’de plug-in hibrit motor seçeneği

Superb’de plug-in hibrit seçeneği, performansa katkı sağlarken aynı zamanda yakıt tüketiminde de fark yaratıyor. 25,7 kWh batarya kapasiteli ve 1.5 lt TSI motorlu Škoda Superb PHEV e-Sportline, 204 beygir güç ile 350 Nm tork değeriyle dikkat çekiyor. Otomobil 0-100 km/s hızlanmasını ise 8,1 saniyede tamamlıyor. Elektrik motorunun desteğiyle birlikte Superb PHEV e-Sportline, şehir içi 151 km ve kombine 128 km yalnızca elektrik motoru ile sürüşe imkân tanırken 100 km’de sadece 0,4 lt’lik yakıt tüketimi değeriyle öne çıkıyor.

Superb’in tüm seçeneklerinde olduğu gibi plug-in hibrit modeli de DSG otomatik şanzımanla (yalnızca PHEV için 6 ileri DSG) eşleştirilerek her sürüş koşulunda yüksek konfor, performans ve verimliliği kullanıcısına sunuyor. Škoda Superb PHEV Türkiye’de ilk etapta sadece e-Sportline donanım paketiyle satın alınabiliyor.

Skoda’dan elektrikli modelleri için özel avantajlar

Škoda elektrikli modellerinin Türkiye satışına güçlü bir başlangıç yaparken, sunduğu ayrıcalıklı hizmet paketiyle de fark yaratıyor. Teslimatla birlikte müşterilerine, Türkiye genelindeki D-Charge istasyonlarında geçerli 15.000 TL değerinde ücretsiz hızlı şarj hakkı sunuluyor.

OTOPODYUM

Continue Reading

Blog

ANADOLU ISUZU’DAN YÜK HAFİFLETEN KAMPANYA

Anadolu Isuzu, müşterilerinin işine güç katacak, güvenilir ve ekonomik çözümler sunmaya devam ediyor. 31 Mayıs’a kadar devam edecek “Yükünüzü Hafifleten Kampanya” ile tüm kamyon modelleri 1.200.000 TL’ye kadar, 24 ay vadeli ve %1,99 faiz oranlı kredi ile sunuluyor.

Türkiye’nin ticari araç markası Anadolu Isuzu, yaz mevsimine avantajlarla dolu bir kampanya ile “Merhaba” diyor. Tüm kamyon modellerini kapsayan özel kampanya ile müşterilere 1.200.000 TL’ye kadar, 24 ay vadeli ve %1,99 faiz oranlı kredi fırsatı sunuluyor. Bu fırsatın yanısıra isteyen müşterilere üç ay ödemesiz kampanya fırsatları da sunuluyor. Anadolu Isuzu, 31 Mayıs 2025 tarihine kadar geçerli olacak kampanya ile işini büyütmek veya filosunu yenilemek isteyen tüm ticari araç sahiplerine kolaylık sağlamayı hedefliyor. Anadolu Isuzu’nun ticari araç modelleri, yüksek performans, ticari kullanımda kritik öneme sahip olan dayanıklılık, güç ve yüksek manevra kabiliyetleriyle öne çıkıyor.

Kamyon alımlarında avantajlı koşullardan yararlanarak, Anadolu Isuzu kalitesini deneyimlemek isteyenler, kampanya hakkında daha fazla bilgi almak ve fırsatlardan yararlanmak için Anadolu Isuzu bayileri ile iletişime geçebilir.

 

Continue Reading
Reklam
Reklam
Reklam

En Çok Okunanlar

Copyright © 2019 SUV4CROSS markası tescilli bir markadır.